AKP DÖNEMINDE, GENÇLERIMIZE NITELIKLI EĞITIM VERMEK YA DA İSTIHDAM SAĞLAMAK GIBI BIR ÇABA GÖREMIYORUZ

Türkiye, ne yazık ki, Avrupa’da “eğitimde veya istihdamda olmayan” genç nüfus oranında en yüksek ikinci yüzdeye sahip. Üniversite mezunu işsizlerin sayısı incelendiğinde, karşılaşılan tablo hiç parlak değil; üniversite mezunu 1 milyon 29 bin gencimiz işsiz, işsizlik oranları da yüzde 12.8 seviyesinde. İŞKUR’a kayıt yaptıran ve iş bekleyenlerin verilerine göre, Nisan ayı itibariyle, Türkiye’de 831 doktora mezunu ve 18 bin 802 yüksek lisans mezunu da iş kuyruğunda bekliyor. Eğitim, gençlerin iş bulma şansını artıracağı yerde, Türkiye’deki tablo tam tersi; çünkü eğitimli gençlerde işsizlik seviyesi daha fazla ve bu çok vahim bir tablo” dedi. Gençlerimiz iş arayışı girdabında iken, işverenlerin işçi alımında nitelikli işçi bulma sorunu yaşadıklarını, istihdam ettikleri üniversite mezunlarının mesleki eğitimi için ise aylar süren eğitimler verdiklerini hatırlatan CHP’li Vekil, “Bu durum, eğitim sistemimizin “işe uygun eleman yetiştirme” noktasında sınıfta kaldığını gösteriyor. Mesleki eğitim kurumları ve yüksek okullarında gerekli düzenleme ve iyileştirmeler yapılarak bu durum çözülmelidir. Eğitim, geleceğimizi şekillendiren ve demokrasimizin geleceği, toplumsal sorunların çözüme ulaşması, bilgi ve birikimlerimizle dünya ile rekabet edebilmemiz için en önemli unsurdur. Eğitim sistemindeki sorunlar çözüme kavuşturulmadan kültür, bilim, teknoloji vb. alanlarda kalkınma ve ilerlemeden söz edilemez. Bir ülkede eğitim politikaları ne kadar siyasetten uzak, öğrenciyi merkezine alan, çağdaş ve eğitim çıtasını yükseltme hedefiyle yapılırsa, o ülkenin o kadar kalkınacağı unutulmamalıdır. Eğitim sistemine bilinçli olarak siyasetin katıldığı AKP döneminde, gençlerimize nitelikli eğitim vermek ya da istihdam sağlamak gibi bir çaba göremiyoruz” uyarısında bulundu. Kadınların işgücüne katılım oranının yüzde 63.6 olan OECD ülkeleri ortalamasının çok gerisinde, Türkiye’de sadece yüzde 33’ler seviyesinde olduğunun altını çizen Karabıyık, “Türkiye’de genç kadınların yüzde 51,5’i eğitimde veya istihdamda değil ve Türkiye bu oran ile Avrupa’daki en yüksek orana sahip. Kadını iş ile buluşturmamanın Türkiye için faturası da oldukça ağır. Eğer Türkiye’de kadınların iş gücüne katılım oranı OECD ülkelerindeki kadar olsaydı; bugün milli geliri 250 milyar dolar daha fazla olup kişi başına gelir de 4-5 bin dolar daha üzerinde olacaktı. Yani kadını iş ile buluşturamamanın kişi başı maliyeti oldukça yüksek; çünkü Kadın İşgücünün çalışma hayatına dahil edilmesi, toplumsal kalkınmada önemli bir etkendir” sözleriyle açıklamasını tamamladı.