İşletmelerde Depreme Hazırlık’’ paneli düzenlendi.
Coşkunöz Kalıp Makine İş Güvenliği Uzmanı Sercan Şahinkaya’nın yönetiminde
gerçekleştirilen etkinlikte konuşan, Kocaeli Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Şerif Barış,
Deprem kuşağında olmamıza rağmen kayıpların Türkiye’nin olmaması gerektiği bir yere
taşıdığını ifade ederek, “Biz hazırlanmayı, plan yapmayı sevmiyoruz, risk yönetimini
sevmiyoruz. Biz kriz odaklı bir toplumuz. Çok iyi müdahale yaparız. Çok iyi kriz çözeriz”
dedi.
Doğa kaynaklı afetlerin bir özelliği olduğunu belirten Prof. Dr. Barış, şunları kaydetti:
“Bir yerde doğa kaynaklı afet olmuşsa orada aynı afetler tekrar olacaktır. Tıpkı depremler
gibi. Müdahale için hazırlıklı olabilmek için hazırlık ve zarar azaltan risk yönetimi daha
uzun solukludur. Bir deprem 400 yılda bir oluyorsa depremde oluşacak afete karşı 400 yıl
hazırlanma şansınız var demektir. Ama biz bunu yapmıyoruz.”
Afetlerin zararlarının sadece bizler tarafından değil, gelecek kuşakların da ödediğini
kaydeden Prof. Dr. Barış, “O nedenle şimdiden önlem alırsanız, cebinizden daha az para
çıkar. Ama Türkiye’nin sanayisinin yüzde 67’si riskli bölgede. Taşıyamayacağımıza göre,
önlem almalıyız”
BURSA ERKEN UYARI SİSTEMİ...
Prof. Dr. Barış, Bursa için erken uyarı sisteminin yakın zamanda devreye gireceğini de
ifade ederek, bu sistem yakın faylarda değil, uzak faylarda etkin olacağını söyledi. Barış,
“Bu sistemin ikinci etkisinin nerelerde hasarlar oluşacağını bildirerek acil müdahaleye
imkan tanıyacak olması” dedi. Barış, bunun yaygınlaşması gerektiğini de dile getirerek,
fabrikaların kendi bünyelerine ivme ölçer kurmalarının ve bunun da sisteme dahil edilmesi
gerektiğini kaydetti.
Barış, depremlerde yapısal ölümlerin yanı sıra ev ve işyerlerinde eşyaların verdiği zararın
da önemli olduğunu söyledi. Barış, “Depremlerde yerle bir olan bina sayısı yüzde 1’dir”
dedi.
ZEMİN ETKİSİ
Allianz Türkiye Risk Mühendisi ve Allianz Teknik Direktörü Dr. Ceyhun Eren ise,
binalarımızın tasarım hedefinin can güvenliği performansına göre planlandığını
kaydederek, “Deprem sonrası bu binaları güçlendirmeden kullanmanız mümkün olmuyor”
dedi. Eren, sanayi yapılarımız için ise bu durumun kabul edilemez olduğunu da belirtirken,
“Yapısal hasarların yanı sıra, dolaplar, cam giydirmeler, cephe kaplamaları, yangınlar diğer
riskleri de düşünmemiz gerekir. Hasarların önemli bir bölümü yapısal hasar dışında oluyor”
dedi.
Zemin etkisini Kahramanmaraş depreminde gördüklerini de kaydeden Eren,
“Kahramanmaraş’ta 0.66 G bir kuvvet yaratırken, bu Hatay’da 1.37 G olmuş. Yani yer
yerinden oynamış. Zeminin büyütme katsayısı diyebiliriz” dedi.
Tofaş Türk Otomobil Fabrikası İş güvenliği, Yangın Güvenliği ve Acil Durumlar Yöneticisi
Ayhan Aydın ise, TOFAŞ bünyesinde afet ve acil durumlar için yaptıkları organizasyon ve
düzenlemeler hakkında bilgi verirdi. Aydın, Kahramanmaraş’ta arama kurtarma
faaliyetlerine katılan Tofaş Arama Kurtarma Ekibi TAKUT hakkında da dinleyicileri
bilgilendirdi. BUSİAD Evi önüne gelen TAKUT arama kurtarma aracı hakkında da
bilgilendirmede bulunan Aydın, ekip ve araç sayısının ikiye çıkarmayı planladıklarını da
söyledi.
İLETİŞİM...
Bosch Çevre, İş Sağlığı ve Güvenliği Müdürü Levent Tolga Şengül ise, deprem sonrası
bölgedeki sanayi kuruluşlarında edindikleri bilgileri paylaştı. Şengül, en önemli konunun
iletişim olduğunu gördük dedi. Çalışmalarını da bu yönde hızlandırdıklarını kaydeden
Şengül, konteyner alanı, doğalgaza alternatif çözümler bizim bölgeden edindiğimiz önemli
tecrübeler oldu” dedi.
Konuşmaların ardından katılımcılara ÇEK Kır Çiçekleri Okusun diye kampanyasına
adlarına yapılan bağışın sertifikası BUSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Buğra Küçükkayalar
tarafından sunuldu.