Öne Çıkanlar NİLÜFER BELEDİYESİ kadem bilek Bursagaz Kıyak Engelsiz
banner13

TÜRK DÜNYASI İÇİN DÖNÜM NOKTASI

NATO’nun kuruluş amacının ilk başlarda komünizmle mücadele olduğunu belirten Bozkurt, şunları
söyledi: “Batıda başat güç olan ABD ile doğuda tek güç olan Sovyetler Birliği arasında büyüyen rekabet,
batı için askeri bir kanat olan NATO’nun kuruluş zeminini hazırladı. Örgüt, 1990 yılına kadar Sovyetler
Birliği ile mücadeleye odaklandı. Ancak 1990’lı yıllara doğru Sovyetler Birliği’nin yıkılmasıyla NATO, rakipsiz
tek güç olarak kaldı. Bununla birlikte 1988 ve 1989 yılları arasında 3 defa toplanan NATO, yeni stratejiyi
belirlemeye çalıştı. O dönem iki ana fikir ön plana çıktı. Birincisi; NATO’nun hiç formatı değiştirmeden Çin’e
odaklanması fikriydi. İkincisi ise; Örgütün radikal İslam ile mücadeleye odaklanması gerektiği fikriydi. Uzun
süren tartışmaların ardından NATO, yeni düşman olarak radikal İslam’ı hedefe koydu. Ancak 1990 yılından
bu yana geçen sürede NATO, en son yaptığı toplantıda yönünü Çin’e doğru döndürdü. Bu tarihi günlerden
geçtiğimiz anlamına geliyor. Dünya stratejisi ve siyaset konjonktürü tamamen değişecek ve bu deşiğimin
başındayız. Son NATO Liderler Zirvesi’ne baktığımızda artık Batı’nın, Çin’e ve dolaylı müttefiki olan
Rusya’ya yöneldiğini çok net bir şekilde görebiliyoruz.”
YAKLAŞIYOR YAKLAŞMAKTA OLAN
YENİ BİR DÜNYA DÜZENİ KURULUYOR
Öte yandan geçen ayki NATO toplantısının detaylarına da değinen Başkan Bozkurt, toplantıdan
sekiz kararın çıktığını ve bu kararlar içinde sadece bir tanesinin çevre ile ilgili olduğunu söyledi. Diğer yedi

kararın ise tamamen Çin, Rusya ve Doğu Blok’u ile ilgili olduğunu ifade eden Bozkurt, “Bu yeni bir dünya
düzeninin kurulduğu anlamına geliyor. Halbuki 2011 yılında beri Türk Dünyası ile ilgili tüm toplantı ve
konferanslarımızda uyarıyoruz. 1990 yılından beri katıldığım birçok konferansta, Çin’in yükseldiğini ve
büyük bir tehlike arz ettiğini söylüyordum. Biz TESİAD ve TESAM olarak, 2005 yılında Çin raporu
hazırladığımızda dünyada kimse Çin’in farkında bile değildi. Artık Çin için ‘yaklaşıyor yaklaşmakta olan’
diyebiliriz. Dünya yeni bir pozisyon alma durumuna geldi” dedi.
TÜRKİYE DOĞRU POZİSYON ALMAK ZORUNDA
Türk Dünyası’nın çok kritik ve enteresan bir yer olduğunu söyleyen Başkan İlyas Bozkurt, NATO’nun
aldığı kararın, bütün Türk ülkelerini yakından ilgilendirdiğini belirtti. Başkan Bozkurt, Türkiye’nin bundan
sonra doğru pozisyon almak zorunda olduğunu ifade ederek, şunları belirtti: “Eğer yanlış bir hatta geçersek,
bundan sonraki 20-30 yıl bedelini hem biz hem de Türk Dünyası ödemek zorunda kalabilir.”
DÜNYAYI YÖNETENLER BİRLEŞİYOR
2. Dünya Savaşı’ndan sonra oluşan güç merkezlerinden de bahseden Başkan Bozkurt, şunları
söyledi: “Amerika Birleşik Devletleri, 53 eyalet ve 14 devletten oluşan bir birleşik devletler topluluğudur.
Diğer yanda Avrupa Birliği var. Bu birlik de 28 devletin birleşmesiyle oluşmuştur. Rusya da benzer şekilde
birleşik devletler modeliyle çalışan büyük bir devlettir. Öbür yanda Çin’de ise, 23 kantondan oluşan ve
tepede bir birleşik devlet modeliyle çalışan merkezi bir yönetim sistemi var. Dünyayı yönetenlere baktığımız
zaman, hepsi birleşik devletler modeliyle birleşmişler. Çünkü dünyada söz sahibi olabilmeniz için belli bir
nüfuza sahip olmanız gerekiyor. Rusya 120 milyon, Çin 1 buçuk milyar, ABD 324 milyon, AB ise 514 milyon
nüfusa sahip. Dünya liginde 80 milyon nüfusla oynayamazsınız. Eğer bu nüfus oranı ile olsaydı başta
Almanya İngiltere olmak üzere bir takım ülkeler tek başına oynardı. Dolayısıyla dünyayı yönetenler
birleşiyor ve sömürdükleri yerleri ise devamlı bölüyor. Orta Doğu’ya bakın, Irak, Suriye sırada İran var.
Kuveyt, Katar gibi bir, bir buçuk milyon nüfuslu küçük küçük devletler kurarak yönetmek istiyorlar.
Kendilerine birleşik devletler modelini layık görenler, sömürdüklerine ise nüfusu az, küçük devlet modelini
layık görüyor.”
POTANSİYEL VAR ADIM ATMAK GEREKİYOR
Türkiye’nin süper güç olma potansiyeline de değinen Başkan İlyas Bozkurt, “Türkiye için konuşacak
olursak, 80 milyon nüfus ve 700 milyar dolar civarında bir gayrisafi milli hasıla ile süper güç olma imkânımız
yok. Diğer yandan diğer Türk Devletleri için de aynı durum geçerli. Kazakistan, Kırgızistan, Türkmenistan
var olan nüfusları ile çok ileriye gitme durumları yok. Ancak Türk Dünyası olarak bir birleşirsek, 200 milyon
Türk’ün bir araya gelmesi demek. Birleşik devletler modeli altında bütün Türk ülkelerinin, gelenek
görenekleriyle yaşamını sürdürebileceği bir yapı. Oluşturulacak birleşik devletler modelinde her ülkeye adil
temsil hakkı verildiğinde ve bunun yanında bir Turan ordusu kurulduğunda, bu toprakların altındaki ve
üstündeki zenginliklere kimse göz dikemez. Bu konuda Türkiye’nin müthiş bir tecrübesi var. Gerek teknoloji
gerekse sanayi alanında dünya ile yarışır bir birikimimiz var. Türkiye’nin bu tecrübesi, Türk Dünyası ile

birleşir ve “yedi devlet bir millet” gibi bir birleşik devletler modeli oluşturulursa tüm dünyada büyük bir güç
haline gelir. Bu noktadan sonra ortaya çıkan güç size, ABD, Rusya, AB ve Çin’i masaya çağırıp yeni dünya
düzeninde söz sahibi olma imkânı sağlar. Artık kimse sizi hesaba katmadan oyun kuramaz ve karar
alamaz. Onlar o masaya gelince istedikleri planla gelsinler, biz Allah’ın adalet sıfatının yeryüzündeki gölgesi
olarak, nizamı alem için, mazlumları korumak için o masada bulunalım. Bu birleşme isteği de bütün Türk
Devletlerinde var. Ancak bir türlü kurulamıyor. Bunun sorgulanması lazım. Hemen yarın kurulamayacağını
elbette biliyorum. Bunun için altyapı, planlama ve strateji gerekiyor. Ancak istendiği taktirde 10-15 yıl içinde
kurulabileceğine de inanıyorum” dedi.
EN BÜYÜK HAYALİM TÜRK DÜNYASI’NIN BİRLEŞTİĞİNİ GÖRMEK
Bozkurt son olarak “Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün hayali olduğu gibi, benim de en büyük hayalim
Türk Dünyası’nın birleştiğini görmek. Hanif İslam çizgisinde, milliyetçi ve modern bir Türk Dünyası dünyada
denge unsuru olacaktır. Böyle bir yapı bütün bir insanlığı mutlu edecektir” ifadelerini kullandı.
Başkan Bozkurt’un ardından Türkiye-Kırgızistan Manas Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Alpaslan
Ceylan “21. yy. kadim Türk tarihinin parlak ve gelecek yüzyılı olmasına gebe durumdadır. Dolayısıyla bu
yüzyılı Türk milletinin büyük dirilişinin büyük hamlelerinin yüzyılı olarak görüyoruz ve bundan dolayı da
mutlu olduğumuzu ifade ediyoruz.” sözleri ile önümüzdeki yıllara dikkat çekti.
Konuşmacılar arasında bulunan Veyis Güngör de “Başkan Bozkurt’un dikkat çektiği üzere dünyanın
yeni bir döneme girdiğini, uluslararası ilişkilerde yeni bir dönemin başladığını, bu değişim ve dönüşümden
de Türkiye dahil bütün Türk dünyasının ciddi bir şekilde etkileneceğini görüyoruz” diyerek bu sürecin
ciddiyetle takip edilmesi gerektiğine vurgu yaptı.
TESAM TÜRK DÜNYASI YAZ OKULU’NDA NELER KONUŞULDU?
Türk Dünyası Yaz Okulu programında Türk kavramının kökenlerinden yola çıkılarak, Türkistan’daki
kültürel değerlerden, ekonomik ve sosyal hayattan bahsedildi. Türkistan Coğrafyasından batıya olan göçler
üzerinde durularak ve bu göçlerin sonuçları analiz edilerek, Türk Devleri ile Türkiye’nin ikili ilişkilerine
değinildi ve Türk Birliği’nin sisteme olan etkileri ile olası yaşanacak senaryolardan bahsedildi.
1 Temmuz’da başlayan Türk Dünyası Yaz Okulu, Türk Dünyasına bir katkı olarak ve gelecek
nesillerin ulaşabileceği bir kaynak olması açısından ders kayıtları TESAM Akademi youtube hesabından
halka açık şekilde servis edilmekte olup 15 Temmuz tarihine kadar program devam edecektir.

TESAM Türk Dünyası Yaz Okulu’nun diğer konuşmacıları ve işledikleri konular;
Prof. Dr. Alparslan Ceylan (Türkiye - Kırgızistan ilişkileri)
Prof. Dr. İlyas Topsakal (Türk Kavramı ve Türkistan Coğrafyası)
Prof. Dr. Fırat Purtaş (Türk Dünyasına Hizmet Eden Kuruluşlar)
Prof. Dr. Ebulfez Süleymanlı (Türk Dünyası Gençliği ve Aile)
Prof. Dr. Hayati Tüfekçioğlu (Türkiye - Kazakistan ilişkileri)

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.