SURİYE MESELESİNİ YARATAN AKP BAŞIMIZA ÇORAP ÖRDÜ
Çıray açıklamasını Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin temel toplum, ekonomi ve dış politika meselelerinde devre dışı bırakılmasının başlı başına çok büyük bir problem olduğunun Türk kamuoyu tarafından her geçen gün biraz daha idrak edildiğini belirterek şu cümlelerle noktaladı: “Vatandaşlarımız özellikle Suriye ile ilgili sorunların kendi Yüce Çatısı altında tartışılmasına özel bir önem veriyor. Bu tartışmadan kaçınanlar eninde sonunda hiç beklemedikleri kadar ağır bir faturayla karşı karşıya kaldıklarını görecekler. Çünkü milletimiz başımıza Suriye çorabının kimler tarafından nasıl örüldüğünü ve yaşanan ekonomik krizin derinleşmesindeki etkilerini her geçen gün biraz daha fark ediyor. Bunun farkında değilmiş veya sonuçlarını hiç umursamazmış gibi davrananları tarihimizin belki de en ağır tokadı bekliyor. Kimse uyarmadı demesin, Türk Milletinin yüce çatısı TBMM’de konunun en az maliyetli çözüm yollarını tartışmanın hayati değerini bu uyarı ışığında değerlendirsin. Özellikle yabancı bir ülkenin askerlerinin Türkiye topraklarında konuşlanmasına cevaz veren güvenlik koridoru mutabakatı ile ilgili soruları cevaplayıp milletimizin Müşterek Harekat Merkezinin yeni bir Çekiç Güç olabileceğine ilişkin endişelerini gidersin.”
İşte Çıray’ın TBMM Başkanlığı vasıtasıyla Hulusi Akar’ın cevaplandırmasını istediği sorular:
YENİ BİR ÇEKİÇ GÜÇ MÜ OLUŞTURULUYOR?
*Medyada yer alan çerçeve mutabakat bir anlaşma mıdır? Eğer anlaşma ise tam adı ve kapsamı nedir?
*Tarafları kimlerdir ve ilgili devletlerin hangi kurumları ve yetkilileri tarafından hangi tarihte ve yerde imzalanmıştır?
*Mutabakatın tam içeriği nedir? 24.08.2019’da Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar tarafından Şanlıurfa’nın Akçakale İlçesindeki tam kapasiteyle faaliyete geçtiği ilan edilen “Birleşik Müşterek Harekat Merkezi” bu anlaşma içindeki konumu, görev ve yetki paylaşımı, kontrol mekanizmaları net bir şekilde belirlenmiş midir?
*Mutabakatın, ilgili devletin askerlerinin Türkiye sınırları içinde konuşlandırılmasına ilişkin unsurları konusunda Meclis yetkilendirmesi açısından bir problem olmamakla birlikte, durumun hayati önemi göz önüne alınarak, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin konuyu görüşmesi ve Meclis’ten onay alınması neden ihmal edilmiştir?
*Bu ihmal için gösterebilecek gerekçe, Türkiye’de konuşlanacak askerlerin sayısının azlığı ise, bu sayının sabit kalacağı yazılı bir hüküm olarak anlaşmada yer almış mıdır? Bu hükmün çiğnenmeyeceğinin garantisi ve çiğnenmesi halinde yaptırımı nedir?