Demokrat Parti, 1946’da Türkiye’nin çok partili hayata geçmesinin ardından 1950’de aldığı oy oranıyla tek başına iktidara geldi ve iktidarda kaldığı süreç boyunca da hem demokrasiyi sağlamlaştırdı hem de atılımlarıyla büyük Türkiye idealinin de ilk nüvelerini verdiğini ifade eden Eğitim Bir-Sen Bursa 1 No’lu Şube Başkanı Ramazan Acar, “Ancak buna rağmen DP’nin kesintisiz 10 yıllık iktidarının son dönemlerinde, ülkede gerilim ve kaos oluşturmak için bazı mahfiller sürekli çalıştı. Bazı subayların oluşturduğu Milli Birlik Komitesi, “DP’nin ülkeyi gitgide bir baskı rejimine ve kardeş kavgasına götürdüğü” iddiasıyla 27 Mayıs’ta sabaha karşı darbe yaptı. Böylelikle eşi benzeri görülmemiş bir hınç, zulüm, işkence, hüzün ve yargısız infazlar başlamış oldu” şeklinde konuştu.
“DEMOKRASİ TARİHİMİZDE KARA BİR LEKE”
Türkiye’ye büyük acı yaşatmaya kodlanan askeri vesayetin sahipleri, yalanlar ve iftiralarla millî iradeyi kafese aldığını ve en büyük insanlık suçunu işlediğinin altını çizen Acar, “27 Mayıs’tan sonra kurulan düzmece mahkeme, Başbakan Adnan Menderes, Dışişleri Bakanı Fatin Rüştü Zorlu ve Maliye Bakanı Hasan Polatkan’ı darağacına gönderdi, Cumhuriyeti vesayet rejimine dönüştürdü” dedi. Hukukun katledildi, demokrasinin ayaklar altına alındığı, millet iradesinin üzerine ipotek konulduğunu belirten Acar, demokrasi tarihinin bir kez daha kirletildiğini önemle vurguladı.
Açıklamasının sonunda, millî iradeye karşı yapılmış tüm suikastların anası ve kaynağı olarak belirten 27 Mayıs darbesini bir kez daha kınayan Eğitim Bir-Sen Bursa 1 No’lu Şube Başkanı Ramazan Acar, milletin bir daha böylesi kara günler yaşamamasını temenni ederek yeni adıyla açılan Demokrasi ve Özgürlükler Adası için de hayırlı olsun dileklerinde bulundu.