Uludağ Tekstil İhracatçıları Birliği (UTİB), Ar-Ge Merkezleri Kapasite Geliştirme Desteği (mini-MBA programı) kapsamında 6’ncı eğitimi tamamladı. Eğitim, 12. Uluslararası Ar-Ge Proje Pazarı-TechXtile Start-Up Challenge kapsamında kurumsal kategoride ilk 3 finalistle birlikte, 11. Uluslararası Ar-Ge Proje Pazarı-TechXtile Start-Up Challenge kapsamında ödül almaya hak kazanmış ancak Covid nedeniyle programdan faydalanamamış olan firmalara yönelik gerçekleştirilmeye devam ediyor. Katılımcılar arasında yer alan Rudolf Duraner firmasından Burcu Büyükkoru ‘Z Kuşağının İş Dünyasındaki Uyumu’ başlıklı sunumda dikkat çekici tespitler yaptı.
‘ESNEK ÇALIŞMA İSTİYORLAR’
Z kuşağının iş hayatına bakış açısını detaylı bir şekilde katılımcılarla paylaşan Burcu Büyükkoru, “Kendi yaşlarına yakın gençlerin çok başarılı teknoloji şirketleri kurmayı başarmaları, onların iş hayatına bakış açılarını da etkiliyor. Bu kuşağın yüzde 37’si kendi şirketini kurmak istiyor. Z kuşağı, iş hayatında kendilerinden tecrübeli olanların tavsiyelerini Y kuşağı kadar önemsemiyor. Kendinden önceki kuşaklara göre farklı yetkinliklere, değerlere, yaşam hedeflerine ve taleplere sahip olup bunlar doğrultusunda ilerlemeyi tercih ediyorlar. Genç, aktif, dinamik, çabuk öğrenen ve uyum sağlayan bireyler oldukları için hızlı şekilde terfi etmek istiyorlar. Aynı zamanda Z jenerasyonu sosyallik, birliktelik içinde ekip çalışmasını tercih ediyor. Yönetim ile iletişimlerine bakıldığında ise resmiyet kadar samimiyeti de gerekli görüyorlar. Kariyerinin ilk evrelerinde ücretten ziyade yükselmeye önem veren bu kuşak çalışma yaşamında esnek çalışma saatlerini benimsiyor ve evden çalışmaya daha sıcak bakıyorlar” dedi.
‘ŞİRKETLER, ÖNCÜ OLMALI’
Program Koordinatörü Ufuk Batum da Z kuşağı karşısında şirketlerin ne yapması gerektiği hakkında “Şirketler, Z kuşağını değerli bir kaynak olarak görüp bunun üzerine bir iş modeli geliştirmeli. ‘Bu problemi kökünden keselim’ yöntemini uygulayamazsın. Çünkü bu jenerasyon, ilerleyen dönemde şirketlerin çalışanı olacak. Ar-Ge birimleri, Z kuşağının beklentilerini daha kolay kabullenebilir ve esneyebilir. Kamu, bu anlamda daha zor adapte olabilir. Üretim tarafı, doğası gereği o esnekliği barındırmakta zorlanabilir. Zaten Z kuşağı, üretim bölümünde çalışma hevesinde değil. Bu kuşak; daha çok teknoloji, eğitim ve reklam-tasarım alanlarına yoğunlaşıyor. Çünkü bu alanlarda daha esnek çalışılabiliyor. Aslında pandemi döneminde bu çalışma stilinin içinde bulduk kendimizi ve cin, şişeden çıktı. Hiçbir şey eskisi gibi olmadı. ‘Kullanmaz’ dediğimiz firmalar da e-ticareti kullandı. Pandemiyle birlikte öğrenmenin hızı değişti ve Z kuşağı için beklentilere uygun yeni bir kulvar açıldığını düşünüyorum. Bu yüzden şirketler, Z kuşağının sistemini kavramalı, anlamalı ve öncü olmalı” diye konuştu.