Günümüz yaşam süresi uzasa da diyabet, obezite, artık hipertansiyon, kalp-damar hastalıkları ve kanser gibi kronikleşen ciddi artış gösterdiğine dikkat çeken Dr. Algın, besinlerin genetik düzeyindeki etkileri, çıkış mikrobiyotasıyla ilişkileri ve enflamasyon üzerindeki rolleri üzerine yapılan araştırmaların terapötik beslenmeyi sağlık politikalarının taşımasını taşıdığını ifade etti.
Kongrenin ana temasını “uzun ömürlülük” terimiyle ilgili değerlendirmelerde bulunan Dr. Algın, modern sağlık müdahalesinin yalnızca yaşam süresi olmadığını, yaşam kalitesini artırmayı hedeflediğini belirtti. Algın, "Terapötik beslenme ve anti-aging yaşam tarzı, oksidatif stres, kronik enflamasyon ve insülin direnci gibi yaşlanmayı hızlandıran doğrudan dağıtmak. Bilimsel veriler, doğru beslenmenin biyolojik yaşının yavaşlatılabileceğini gösteriyor" dedi.
Kongrenin hem sağlık profesyonelleri hem de toplum için somut katkılar sağlanacağını vurgulayan Algın, multidisipliner iş birimlerinin ayrıştırılmasının, klinik uygulamalarda güncel uygulamaların yaygınlaşmasının ve küresel halkalı halka doğru kanallarla ulaştırılmasının önemine dikkat çekti. Algın şöyle devam etti; "Toplumda beslenme ve yaşam politikalarının çok yaygın olması. Bu tür bilimsel kongreler, güvenilir ve genel bilgileri toplumla buluşmasını sağlayarak tüketimi artırıyor. Beslenme sadece kilo kontrolü değil, hastalıktan korunma ve sağlıklı yaşlanma için bir araç"
Kongrenin sosyalleşebilmesinin da geniş kitlelere ulaşıldığını kaydeden Dr. Algın, bu çabaların toplumsal sağlıklı yaşam faaliyetlerini teşvik etme, sağlık tedavilerini destekleme ve bireyleri daha üretken, aktif ve sağlıklı bireyler haline getirme yönünde etkili olduğunu kaydetti.