Kategoriler

Toygar Narbay: “Sektörümüz rekabet gücünü kaybediyor, devlet desteği artık kaçınılmaz”

Türkiye Giyim Sanayicileri Derneği (TGSD) Başkanı Toygar Narbay, 2023 ve 2024'ün ardından bu yılın ilk dört ayını da zararla kapatan hazır giyim sektörü içinde yer alan kritik durumda dikkat çekme ve acil çözüm önerilerini paylaşma amacıyla basın azaltma yaptı. Uygulanan faiz politikasının enflasyonist etki yarattığını ve mevcut koşulların sürmesi halinde yıl boyunca çok sayıda firmanın öz kaynaklarının olacağını söyleyen Narbay, tüketilen rekabet gücü sonucu da müşteri ve istihdam kaybı ile birlikte kaçınılmaz bir son olarak konkordato ve kırılmalar ile karşı karşıya kalınacağına dikkat çekti.

Türk hazır giyim sektörü, tekstil sektörü ile birlikte ülkemizin lokomotif sektörlerinden biri olarak
ekonomimize 1 milyon kişilik istihdam ve 50 milyar dolarlık üretimle katkı sağlamaktadır. Ancak
son dönemde yaşanan ekonomik dalgalanmalar ve uygulanan politikalar, sektörümüzü
sürdürülemez bir noktaya getirmiştir. Sebebi olmadığımız bu krizden, tek başımıza çıkmamız
mümkün görünmemektedir. Bu nedenle devlet desteği artık bir tercih değil, zorunluluk haline
gelmiştir.
Rakamlarla sektörümüzün durumu
2022-2024 döneminde resmi enflasyon %138 olarak açıklanırken, aynı dönemde asgari ücrette
%249, politika faizinde ise %258 oranında artış yaşandı. Bu rakamlar arasındaki çarpıcı fark,
ekonomideki fiyat baskılarının resmi enflasyonun işaret ettiğinden daha derin ve yaygın
yaşandığına işaret etmektedir Ayrıca asgari ücretteki yüksek artışa rağmen çalışanların alım
gücünde belirgin bir iyileşme gözlenmemektedir. Bu durum da açıklanan veriler ile günlük hayat
arasındaki uyumsuzluğu ortaya koymaktadır.
Maliyetlerimizin en az %249 arttığı bir dönemde, gelirlerimizi doğrudan etkileyen döviz kurundaki
artışın yalnızca %101 seviyesinde kalması, gelir-gider dengesini sektör aleyhine ciddi şekilde
bozmuştur. Bu açık fark, üretim süreçlerinde yapılan verimlilik, inovasyon ve markalaşma
yatırımlarıyla telafi edilemeyecek ölçüde derindir. Resmi enflasyon rakamları baz alındığında dahi,
sektörümüzün dolar bazında %27 oranında ek maliyet taşıdığı görülmektedir. Bu durum,
uluslararası pazarlarda rekabet gücümüzü ciddi şekilde zayıflatmıştır. Öyle ki bugün Türk hazır
giyim ürünleri, Uzak Doğu’dan %60, Kuzey Afrika ülkelerinden ise %45 daha pahalı hale gelmiştir.
Faiz politikasının sektörümüze etkileri
2024 yılında politika faizinin %50 seviyesinde belirlenmesi, bileşik faiz oranının %63,2’ye
ulaşmasına yol açmıştır. Buna karşılık, aynı dönemde döviz kuru sepetindeki artış sadece %16

düzeyinde kalmıştır. Bu fark, döviz bazında yaklaşık %40,5 oranında reel faiz verildiği anlamına
gelmektedir. Bugün hâlâ döviz bazında yüksek faiz vermeye devam etmekteyiz.
Mevcut ekonomi politikası, kur artışını baskılayarak enflasyonu kontrol altına almaya yöneliktir.
Ancak geçtiğimiz yıl kur sepetindeki %16’lık artışa rağmen enflasyonun %44 olarak gerçekleşmesi,
bu politikanın etkinliğine dair soru işaretleri oluşturmaktadır. Üstelik yüksek faiz oranları, vadeli ve
taksitli satışlara yansıyarak ürün fiyatlarını yukarı çekmektedir. Örneğin, altı ay vadeli satılan bir
üründe %60’lara ulaşan ticari faiz maliyeti nedeniyle üretici fiyata %30’un üzerinde ek faiz yükü
koymak zorunda kalmaktadır. Bu da faizden kaynaklı fiyat artışlarının, enflasyona doğrudan geçişini
tetiklemektedir.
Diğer yandan, ithalatçıların kullandığı forward kur hesaplamalarında faiz önemli bir bileşendir. Kur
ve faiz çarpımıyla oluşan bu fiyatlama yöntemi, ürün fiyatlarına yansımaktadır. Bu durum da
Avrupa’da 10 Euro olan bir ürünün ülkemizde 14-15 Euro’ya satılmasının temel sebebidir.
Ek olarak, bir yıl sonra oluşacak enflasyon %25 seviyesinde hedeflenirken %46 faiz verilmesi,
parasal genişleme nedeniyle de enflasyonist etki yaratmaktadır.
Tüm bu nedenlerle ihracatçının rekabet gücünü ve sermaye yapısını aşındıran mevcut politikaların,
enflasyonu kalıcı olarak düşürmeye engel olduğu kanaatindeyiz. Ekonomik dengeyi gözeten,
üretimi ve ihracatı merkeze alan yeni bir değerlendirme sürecine ihtiyaç duyulduğu aşikârdır.
Acil destek önerilerimiz
Rekabet gücünü ve öz sermayesini kaybeden hazır giyim sanayimiz için acil bir destek paketi
hazırlanmalıdır. TGSD olarak geçtiğimiz aylarda kamuoyu ile paylaştığımız 10 maddelik destek
önerisinin aşağıdaki 3 maddesi, bu aşamada kritik öneme sahiptir:
1. Kur Dönüşüm Desteği: Net ihracata %10 oranında kur dönüşüm desteği sağlanmalıdır
Mevcut yapıda %3’lük kur dönüşüm desteği, ithalat/ihracat oranı %70-80 olan bir sektör için %10-
15 net ihracata destek anlamına gelirken hazır giyim endüstrisi gibi %20-30 ithalat bağımlılığı olan
ve yüksek katma değeri ülkemizde bırakan bir sektör için net ihracata ancak %3,5-4’lük destek
sağlamaktadır. Bu durum, ithalata dayalı üretim yapan sektörlere görece daha yüksek avantaj
sağlarken yüksek yerli katkı oranıyla çalışan hazır giyim gibi sektörlerin rekabetçiliğini
zayıflatmaktadır. Bu nedenle kur dönüşüm desteğinin sektörel özellikler dikkate alınarak net
ihracat üzerinden %10 seviyesinde uygulanmasını talep ediyoruz.
2. Finansmana Erişim Kolaylığı: Reeskont faizi, politika faizinin yarısı kadar olmalı ve faiz dönem
sonunda tahsil edilmelidir
KGF ve/veya düşük teminatlandırma ile bilançoları bozulduğu ve limitleri dolduğu için kredi erişimi
olmayan firmaların krediye erişimi sağlanmalıdır. Eximbank kredi/ihracat rasyosu, 2018’deki %16
değerine ulaştırılmalıdır (2024’te %9 olarak gerçekleşmiştir).

TGSD olarak yaptığımız modelleme kapsamında, mevcut ekonomi politikası nedeniyle 2022’de
%10,5 vergi öncesi kârlılığı olan bir firmanın bu kârlılığının 2023’te %5,6’ya düştüğünü, 2024’te
zarara dönerek eksi (-) %5,1 olarak gerçekleştiğini, 2025’in de eksi (-)%4.5 ile kapatılacağını
hesapladık. Bir firmanın 100 birim cirosu, 25 birim sermaye ihtiyacı olduğunu ve bu sermayenin
%50/50 öz kaynak/yabancı kaynak oranı ile sağlandığını düşünürsek 2025 yılı sonunda birçok
firmanın öz kaynaklarını tüketmiş olacağını öngörüyoruz.
Bu nedenle borçluluğu artan ve kredi limitleri dolan firmaların mali durumlarının güçlendirilmesi,
döviz yükümlülüklerinin azaltılması ve bozulan bilançolarının toparlanması için uzun vadeli
finansman çözümlerinin ve Sayın Cumhurbaşkanımızın geçtiğimiz hafta açıkladığı gibi KGF destek
paketinin devreye alınmasını bekliyoruz. Türkiye'nin en fazla ihracat geliri sağlayan sektörlerinden
birinin temsilcileri olarak, söz konusu paketin hazırlık sürecini yürüten yetkililerin bu çağrımıza
kulak vereceğine inanıyoruz.
3. İstihdam Desteği: Çalışan başına 2.500 TL desteğin, ölçek gözetmeksizin tüm sektör firmalarına
verilmesi gerekmektedir
Yurt dışı siparişlerini ülkemize kazandıran, istihdam yaratan, inovasyon ve tasarımla yüksek katma
değer üreten büyük ölçekli firmaların korunması, yalnızca kendi sürdürülebilirlikleri için değil, bu
firmaların tedarik zincirinde yer alan küçük ve orta ölçekli işletmelerimiz için de kritik önem
taşımaktadır. Büyük firmaların ülkeye getirdiği siparişler, tedarik zincirlerindeki KOBİ’lerin
devamlılığını sağlamaktadır. Bu nedenle 2.500 TL tutarındaki desteğin ölçek gözetmeksizin tüm
sektör firmalarına verilmesi ve büyümeyi özendiren teşvik sistemi kurulması gerekmektedir.
Bu destekler, mevcut politikalar nedeniyle iki yıl üst üste zarar ederek öz kaynaklarının tamamına
yakınını kaybetmiş sektör firmalarımızın nefes almasını ve uluslararası rekabette yeniden var
olabilmelerini sağlayacaktır.
Devlet desteği olmadan başarmamız mümkün değil
Hazır giyim sektörü olarak, ülkemizin ekonomik kalkınmasına ve istihdamına önemli katkılar
sunmaya devam etmek istiyoruz. Ancak mevcut koşullarda, bu çabaların sürdürülebilirliği devlet
desteği olmadan mümkün görünmemektedir. Bu nedenle yetkilileri, önerilerimizi dikkate almaya
ve sektörümüz için acil destek paketini hayata geçirmeye davet ediyoruz. Aksi takdirde sektörün
sahip olduğu güçlü küresel konumunu geri dönüşü olmaksızın kaybetmesi, yitirilen rekabet
gücünün sonucunda müşteri ve istihdam kayıpları ile birlikte kaçınılmaz bir son olarak konkordato
ve iflaslar ile karşı karşıya kalacağız.
Biz de Türkiye Giyim Sanayicileri Derneği olarak, sektörümüzün geleceğini korumak ve ülkemizin
sürdürülebilir kalkınmasına katkı sunmaya devam edebilmek adına bu süreçte kamu, finans ve ilgili
tüm paydaşlarla yapıcı iş birlikleri geliştirmeye ve üzerimize düşen sorumlulukları üstlenmeye
hazırız.

Yorumlar

Daha Fazla Haber
Bursa
3 Kez Görüntülendi.
Doç. Dr. Ergül Halisçelik'ten gençlerle 'sürdürülebilirlik' üzerine sohbet
Bursa
3 Kez Görüntülendi.
Dağ bölgesi Büyükşehir ile kalkınıyor
Bursa
3 Kez Görüntülendi.
Büyükşehir'den 'Çevre Haftası Şenliği'
Bursa
3 Kez Görüntülendi.
Büyükşehir'den istihdam sağlayan katkılar
Bursa
3 Kez Görüntülendi.
BURSA BELEDİYELER BİRLİĞİ 2025 YILI OLAĞAN MECLİS TOPLANTISINI GERÇEKLEŞTİRDİ
Bursa
1 Kez Görüntülendi.
Bursa'da Kamu Kaynaklarıyla Eğitime Destek: 64 Bilgisayar Keles'teki Köy Okullarına Kuruldu
Bursa
Bursa Dijitalleşen Türkiye’nin Buluşma Noktası Oldu!
Genel
2 Kez Görüntülendi.
İSKİ SUYUN HAFIZASI 3. KISA FİLM YARIŞMASI'NIN BAŞVURULARI BAŞLADI
Genel
3 Kez Görüntülendi.
ABB VE HOLLANDA BÜYÜKELÇİLİĞİ’NDEN ÇOCUKLARA ÖZEL KÜLTÜREL İŞ BİRLİĞİ
Genel
2 Kez Görüntülendi.
Bakan Göktaş: “Bugün itibariyle 163 bin 295 haneye doğum yardımı ödemeleri toplu olarak aktarılıyor”