Öne Çıkanlar psikoloji Atlet Akbaş KKTC turizm
banner13

Çevre Mücadeleleri Forumu’nda endişeler dile getirildi

Nilüfer Çayı’nın
kirliliğine de dikkat çekilen forumda, herkesin bu konuda sorumlu olduğu dile getirildi.

Nilüfer Belediyesi, Nilüfer Kent Konseyi ve çevre gönüllüsü sivil toplum
kuruluşlarından oluşan Bursa Çevre Platformu tarafından 5 Haziran Dünya Çevre Günü’nde
düzenlenen Nilüfer Çayı Temiz Aksın yürüyüşünün ardından, Çevre Mücadeleleri Forumu
gerçekleştirildi.
Üç Fidan Parkı’nda düzenlenen foruma, CHP Bursa Milletvekili Prof. Dr. Yüksel
Özkan, Nilüfer Belediye Başkanı Turgay Erdem, geçmiş dönem Nilüfer Belediye Başkanı ve
Bursa Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Mustafa Bozbey, akademisyenler, çevre
gönüllüleri, vatandaşlar, meslek odalarının ve sivil toplum kuruluşlarının başkan ve
temsilcileri katıldı.
Nilüfer Çayı’nın kirliliğinin nedenleri, temizlenmesi için yapılması gerekenler ve
endişelerin dile getirildiği forumda, Uludağ’ın geleceği için de “Uludağ Alan Başkanlığı’na
hayır” denildi. Forumda, yürüyüş boyunca Nilüfer Çayı’nın 12 farklı noktasından alınan
numuneler sergilenerek, kirlilik gözler önüne serildi.
Nilüfer Çayı’nın Misi bölümünde insanların balık tuttuğunu, Geçit bölümünde ise
zehir aktığına dikkat çeken Nilüfer Belediye Başkanı Turgay Erdem, “Nilüfer Çayı, başladığı
gibi Marmara Denizi’ne dökülse bir sorun kalmayacak. Doğa ve çevre artık imdat çığlıkları
atıyor. Bu konuda yıllardır su analizleri ve farkındalık çalışmaları yapıyoruz. Yetkilileri
göreve çağırıyoruz. Arıtma tesislerinin eksik çalıştırılması bir tarafa kaçak sanayilerden
derelere verilen atık sular da çok fazla kirletiyor. Modanın hangi renk olduğunu derenin
renginden öğrenebilir hale geldik. Gelecek nesil ve doğa bizden bunun hesabını soracak”
dedi.
Uludağ için ciddi endişeler olduğuna da değinen Başkan Turgay Erdem, “Uludağ, hem
su kaynağımız hem kentin havasını temizleyen doğal kaynaklardan biri. Birçok endemik
bitkinin yaşadığı bir alan. Dünyada bilinen önemli bir merkez. Bununla ilgili mücadeleleri de
hep beraber sürdürmemiz gerekiyor. Nilüfer Belediyesi olarak 2020’yi Tarım Yılı, 2021’yi
Gıda Yılı ve bu yılı da İklim Yılı ilan ederek, aslında yapmamız gereken çok şey olduğunu ve
hemen şimdi yapılması gerektiğini üstüne basa basa dile getiriyoruz. Yapacak çok işimiz var”
ifadelerini kullandı.
“Nilüfer Çayı’nı kirletenler, kirletmemeyi kendinde bir sorumluluk olarak görürse,
ancak o zaman Nilüfer Çayı temiz akmaya başlar” diyen Mustafa Bozbey de, “Suyu
kirletenler belli. Arıtma tesisleri var ama ne kadar çalıştığı soru işareti. Zaten arıtma tesisleri
çalışsa, Nilüfer Çayı temiz akar. Yaklaşık 50 yıldan bu yana Nilüfer Çayı kirli akıyor” dedi.
CHP Bursa Milletvekili Prof. Dr. Yüksel Özkan da, çevre temizliği ve plastiklerin
canlılara verdiği zararlara değindi. Her yıl yaklaşık 6,5 trilyon sigara tüketildiğini, bunların
üçte ikisinin izmaritinin de rastgele çevreye atıldığını belirten Özkan, “Ayrıca yılda yaklaşık 5
trilyon plastik torba ve pet üretiliyor. Bunların yol açtığı çevre kirliliğinin yanında yaklaşık 1
milyar canlı, plastiği sindirdiği için olumsuz etkileniyor. Yapılan araştırmalar sonucunda
insan kanında nanoplastik ve mikroplastiğe rastlandı” ifadelerini kullandı.
Nilüfer Çayı uzun yıllardır kirli aktığı için çayın dibinde dip çamuru oluştuğunu
belirten Bursa Uludağ Üniversitesi Ziraat Fakültesi Toprak Bilimi ve Bitki Besleme

Bölümü’nden Doç. Dr. Barış Bülent Aşık da, “Arıtma yapılsa bile Nilüfer Çayı temizlenmez.
Nilüfer Çayı’ndaki dip çamuru temizlenmediği sürece, su temiz dahi aksa, dip çamuru akan
temiz suyu yeniden kirletir” diye konuştu.
Uludağ’ın, havasıyla ve suyuyla Bursa’yı besleyen bir yaşam kaynağı olduğuna
değinen Doğayı ve Çevreyi Koruma Derneği (DOĞADER) Başkanı Sedat Güler de,
Uludağ’daki bir köknar ağacının, Bursa’da yaşayan 72 kişinin bir günlük oksijenini
sağladığına dikkat çekti. Uludağ’ın çok değerli bir habitat olduğunu, bunun sonucunda da
Milli Park ilan edildiğini söyleyen Güler, ancak Milli Park kanunlarının Uludağ’da
uygulanmadığını vurguladı. Güler, “Siyaset, turizm, yerel yönetimlerin baskısı nedeniyle
Uludağ’da Milli Park kanunları uygulanmıyor. Uludağ’dan 12 ay boyunca faydalanılması
konuşuluyor. Bunun, Uludağ’ın ekolojisine çok büyük zarar vereceğini düşünüyoruz. Uludağ,
Nilüfer ve Doğancı barajlarını besleyen bir kaynak. Soluduğumuz temiz havayı Uludağ’a
borçluyuz. Uludağ Milli Park olarak kalmalı. Alan başkanlığı olursa, yönetimine valilik, yerel
yönetim, turizm müdürlüğü girecek, Milli Park’ın işlevi yetkisiz kalacak ve yok olacak. İklim
değişikliği geliyor. Bursa artık karasal iklimden, tropikal iklime geçiş yapmaya başladı. 10
sene sonra belki gıda ve su krizini konuşuyor olacağız. Bunun için hep birlikte mücadele
etmemiz gerekiyor” diye konuştu.

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.