TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası (İMO) Bursa Şubesi, şantiye şefleri ve yapı denetim
firması çalışanlarının sahada saldırıya uğramasına dikkat çekmek ve Yapı Denetim
Sistemin’de değişiklik taleplerini açıkladı.
TMMOB İnşaat Mühendisleri Odasına bağlı tüm Şubelerde Yapı Denetim Sistemi hakkında,
ortak basın açıklaması gerçekleştirildi. İMO Bursa Şubesi Yönetim Kurulu, yaptığı
açıklamada şantiyelerde denetim ve uygulamalar esnasında saldırıya uğrayan, yaşamını
yitiren şantiye şefleri ve yapı denetim çalışanlarını hatırlatarak şu şekilde açıklama yaptı:
Ülkemizde her yıl ortalama 100 bin yeni yapı üretilmektedir. Bu öneriler ile amaçlanan, riskli
yapı stokuna her yıl yeni risklerin eklenmesini önlemek ve riskli yapıların dönüştürülmesi
veya güçlendirilmesi süreçlerinin sağlıklı bir şekilde yapılabilmesinin altyapısını oluşturmaktır.
4708 sayılı Yapı Denetimi Hakkında Kanunu ile kurgulanan sistemde, denetim hizmetinin
“kamusal” niteliği yok sayılmış ve denetim hizmeti ticarileştirilmiştir. Oysa yapı denetim
hizmeti piyasa dengelerine ve serbest piyasanın rekabetçi koşullarına terk edilemez.
Mevcut sistemin asli unsurları olan yapı denetim kuruluşları doğası gereği kâr amaçlıdır.
Devlet bu kuruluşlar üzerinde etkin bir denetim mekanizması da kuramamıştır. Dolayısıyla
Yasa kapsamında, inşa edilen yeni yapıların, istenilen düzeyde, güvenli, sağlıklı ve kaliteli
olması sağlanamamıştır.
Yapı denetim sistemi içinde, kurucu ortakları da dâhil olmak üzere proje, uygulama ve
malzeme denetimiyle görevlendirilen ya da şantiye şefi olarak çalışan çok sayıda mühendis
ve mimar yer almaktadır. Sistem, bünyesindeki her bir aktör için farklı sorunlar
barındırmaktadır.
YAPI DENETİM HİZMET BEDELİ GİDEREK DÜŞÜRÜLMEKTEDİR
Yapı Denetim Kuruluşlarının ortakları verilen hizmet için alınan bedellerin azlığından şikâyet
etmekte; denetim hizmetlerinde yaşanan kalite sorununu devlet tarafından belirlenen bu
bedelin yetersiz kalışına bağlamaktadır. Bu yakınmalarda haklılık payı vardır elbette. Zira
devlet 595 sayılı KHK ile oluşturulan yapı denetim sisteminde %4-8 oranında belirlediği
hizmet bedelini müteahhitlerin baskıları ile 4708 sayılı Yapı Denetimi Hakkında Kanunun
sürecinde önce %3’e sonra da %1,5’e düşürmüştür. Hizmet bedelleri üzerinde bu kadar
oynanması ve giderek azaltılması bile yapı denetim sisteminin nitelikli yapı üretimini sağlama
hedefinden ne kadar uzak olduğunun, hukuki deyimle “şekli zorunluluk”tan dolayı
oluşturulduğunun açık bir göstergesidir.
HİZMET ALMADAN TEKNİK ELEMANLARIN İMZALARINI KULLANANLAR VAR
Öte yandan Yapı Denetim Kuruluşları düşürülen ücretlerine karşılık en büyük maliyet unsuru
olarak gördükleri mühendis ve mimarların ücret ve giderlerini kısmaya çalışmakta, nitelikli
işgücünden kaçınmakta ve hatta hizmet almadan teknik elemanların imzalarını kullanma
yoluna gitmektedirler.
BASIN BÜLTENİ
Sistemde denetçi, kontrol elemanı ve şantiye şefi olarak yer alan mühendis ve mimarlar ise
ekonomik sorunların yanı sıra ücretli çalışmanın getirdiği sorunlarla da boğuşmaktadır.
Mesleğinin gereğini yapmaya çalışan meslektaşlarımız üstlendikleri sorumluluğa göre son
derece düşük ücretlerle çalıştırılmakta, üstelik bu ücretleri bile zamanında alamamakta, her
an işsiz kalabileceği endişesi taşımakta, bir yandan yapı üretim sürecinde görev alan
eğitimsiz ve vasıfsız usta, kalfa ve işçi gibi meslek mensupları ile uğraşırken diğer yandan
yapı sahibi veya yüklenici tarafından proje dışı imalatları görmezden gelmeye
zorlanmaktadır.
İşveren vekili sıfatı nedeniyle iş kazaları da dâhil olmak üzere yapı işyerlerinde oluşabilecek
her türlü sorunun doğrudan muhatabı olan şantiye şefleri ise, tam zamanlı olarak çalışmaları
gerekirken sistemde aynı zamanda birden fazla işyerinde şantiye şefliği yapmalarına olanak
tanınması nedeniyle, üstlendikleri tüm bu sorumlulukların gereklerini yerine getirmekten
uzaktır. Şantiye Şefliği hizmetleri de büyük oranda kağıt üzerinde kalan formaliteye
dönüşmüş durumdadır.
KOŞULLARI İYİLEŞTİRİCİ DÜZENLEMELER YOK
Sistemin sağlıksız kurgusu ve suiistimaller nedeniyle görevini layıkıyla yapamayan birçok
mühendis ve mimar cezai ve hukuki pek çok yaptırımla karşılaşmaktadır. Sistem yarattığı
kaosun tek suçlusu olarak mühendis ve mimarları görmekte ve hedef tahtasına
oturtmaktadır. Zira yasanın uygulama sürecinde karşılaşılan güçlükler giderilmediği gibi
yapılan değişiklikler sadece yapı denetim firmaları lehine olmuş, sayıları on binleri bulan
mühendis ve mimar çalışanlar için koşullarını iyileştirici en ufak bir düzenleme yapılmamıştır.
SAĞLIKLI BİR İNŞA SÜRECİ MÜMKÜN DEĞİL
Ayrıca, teknik kadroların nitelikleri ve yeterlilikleri sorgulanmaksızın yapı denetim sisteminde
görev üstlenebilmeleri bir başka sorundur. Denetim hizmetlerini yapanlar, yapılan işin önemi
gereği bilgi, deneyim ve uzmanlık sahibi olmak durumundadır. Ancak sistem bu tür
elemanların görev yapabilmesine olanak sağlamamaktadır. Sistemin böyle yürüdüğü bir
ortamda sağlıklı bir inşa sürecinin oluşması elbette ki mümkün olamamakta, toplumun can ve
mal güvenliği tehlikeye atılmaktadır. Denetim hizmetlerinin serbest piyasa koşullarına terk
edilmesi topluma büyük bedeller ödetmektedir.
TİCARİ YANI AĞIR BASAN YAPI DENETİM MODELİNDEN VAZGEÇİLMELİ
İMO Bursa Şubesi Yönetim Kurulu, mevcut Yapı Denetim Yasasının öngördüğü, ticari yanı
ağır basan yapı denetim şirketi modeli yerine; uzmanlık ve yapılan işin önemini ve
sorumluluğunu bilen yapı denetçilerinin etkinliğine dayalı, meslek odalarının sürece etkin
katılımını sağlayacak yeni bir denetim süreci modelinin hayata geçirilmesi gerektiğini
belirterek, böylesi bir model için önerileri sıraladı:
1- Mühendislik hizmetlerinde özellikle yapı alanlarında hizmet veren teknik kadroların
bilinçli ve bilgili olmaları kamu çıkarları açısından son derece büyük bir önem taşımaktadır.
Halkın can ve mal güvenliğinin korunması, ulusal kaynakların doğru kullanılması, bilgi ve
bilinç düzeyinin artmasıyla doğru orantılıdır. Yüksek öğretim kurumlarında verilen
mühendislik eğitimi seviyesi ne olursa olsun temel eğitim niteliğindedir. Ayrıca bir
mühendislik dalının pek çok alt dalları bulunmaktadır. Bir mühendisin sadece dört yıllık bir
eğitim ile unvanını taşıdığı meslekte ve alt dallarının tamamında uzmanlaşması ya da
yetkinleşmesi fiilen mümkün değilken taşıdığı unvan nedeniyle tüm alanlarda yetkilendirilmiş
BASIN BÜLTENİ
olması bir çelişkidir. Bu çelişkiden faydalanan ise mühendisin bilgisinden ziyade imzasına
ihtiyaç duyan çıkar çevreleridir. Dolayısıyla 1938 yılından bugüne değiştirilmemiş olan 3458
sayılı Mühendislik ve Mimarlık Kanunu değiştirilmeli Meslek Odalarının kendi meslektaşlarını
yetkinliklerine göre belgelendirme ve yetkilendirme hakkı getirilmelidir.
2- Yapı Denetim Sisteminde proje denetimi ve uygulama denetimi birbirinden ayrılmalı,
kamu bünyesinde ülke genelinde ihtiyaç duyulan yer ve miktarda idari özerkliğe ve
güvenceye sahip “Etüt ve Proje Denetim Birimleri” oluşturulmalıdır. Bu birimler denetledikleri
projelerin ölçek ve özelliklerine göre sınıflandırılmalı ve yetkilendirilmelidir. Bu birimlerde
ilgili tüm meslek disiplinlerinin yeterli düzeyde istihdamı sağlanmalı, görev yapacak sorumlu
denetçi İnşaat Mühendisleri Meslek Odası tarafından belirlenmiş Yetkin Mühendisler olmalı,
çalışan tüm mühendis ve mimarlar ilgili meslek kuruluşları tarafından sertifikalandırılmalı,
yaptıkları görev ve aldıkları sorumlulukların karşılığı oranında ücretlendirilmelidir.
3- Yapı Denetim Kuruluşları doğrudan kamu tarafından görevlendirilmiş birimler olarak
çalışmalıdır. Yapı Denetim Kuruluşları ile müteahhit ve/veya yapı sahibi arasında herhangi
bir mali ve idari bağlantı olmamalı Yapı Denetim ücretleri doğrudan kamu tarafından
ödenmeli ve bu kuruluşlar doğrudan kamuya karşı sorumlu olmalıdır.
4- Yapı Denetim Kuruluşları için sorumluluk sigortası zorunluluğu getirilmelidir.
5- Hazır beton üreticileri de sisteme entegre edilip, yükümlülükleri ve uygulanacak
yaptırımlar tanımlanmalı ve takibi yapılmalıdır.
6- Yapı Denetim Kuruluşlarının ortaklarının içerisinde Meslek Odası tarafından
belgelendirilmiş en az bir tane Yetkin İnşaat Mühendisi bulunmalı ve onun sorumluluğunda
diğer denetçiler ve kontrol elemanları çalışmalıdır.
7- Yapı Denetim Kuruluşunda görev yapacak mühendis ve mimarlar sorumluluklarına
göre meslek kuruluşlarınca belgelendirilmeli, takibi yapılmalıdır.
8- Yapı Denetim Kuruluşlarında çalışan tüm görevliler kamu görevlisi statüsünde olmalı,
ücretleri, iş güvenceleri ve özlük hakları teminat altına alınmalı, ücretleri TMMOB tarafından
belirlenen asgari ücretin altında olmamak kaydıyla görev, yetki ve sorumluluklarına göre
kademeli olarak belirlenmelidir.
9- Gerek Etüt ve Proje Denetim Birimlerinde gerekse Yapı Denetim Kuruluşlarında görev
yapan mühendis ve mimarlar için mesleki sorumluluk sigortası getirilmelidir.
10- Yapı Denetim Kuruluşlarının oluşmasından, görevlendirilmesinden ve takibinden
sorumlu olan tüm kurullarda Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliğine bağlı ilgili Odaların
temsilcileri yer almalıdır.
11- Nitelikli proje hizmetlerinin verilebilmesi için Meslek Odalarının önündeki engeller
kaldırılmalı, proje hizmeti veren Mühendis ve Mimarlar için Odaların yetkilendirme ve
denetleme hakkı olmalı, proje hizmet koşulları ve ücretleri Odalar tarafından belirlenmelidir.
12- Müteahhitlik iş, işleyiş ve ilişkilerini belirleyen özel bir kanun çıkarılmalı ve
sorumlulukları belirlenmelidir. Kamu müteahhitleri gibi yeterlilik kriterleri getirilmeli teknik
kadro, finans, donanım ve iş bitirme kriterleri koyularak titizlikle uygulanmalıdır.
BASIN BÜLTENİ
13- Yapı alanı 1500 m²’yi geçen her yapım işinde tam zamanlı olarak bir Şantiye Şefi
bulundurulması zorunlu hale getirilmelidir.
14- Şantiye Şeflerinin işveren (müteahhit) ile yapacağı hizmet sözleşmeleri ilgili Meslek
Odası tarafından belirlenen tip sözleşmeler çerçevesinde olmalı, Şantiye Şeflerinin alacakları
ücretler TMMOB’nin belirlemiş olduğu ücretlerin altında olmamalıdır.
15- Şantiye Şeflerinin belgelendirilmesi ve bu belgelendirmeye esas eğitimleri ilgili Meslek
Odası tarafından yapılmalıdır.
16- Sistemde görev alan tüm mühendis ve mimarların sicilleri kayıtlı oldukları Meslek
Odaları tarafından tutulmalıdır.
17- Tüm yapılar, yapım ve kullanım özelliklerini koruyup korumadığının tespiti amacıyla
ve ilgili kamu kurumlarının sorumluluğu altında, imara aykırılık, yapısal elemanlardaki
değişiklik ve hasar-deformasyon oluşup oluşmadığı bakımından periyodik olarak
denetlenmelidir.