2016 yılında BUİKAD, BUSİAD ve Yeşim Tekstil koordinatörlüğünde, KalDer’in desteğiyle kurulan Kadının Güçlenmesi Bursa Platformu, 3. Gücümüz Eşitliğimiz Zirvesi’ni online platformda düzenlemeye devam ediyor. Ocak ayına kadar 6 oturumda farklı konu ve konukları ağırlayacak olan platform, iş dünyasında kadın istihdamının önemine yönelik yine farkındalık oluşturmayı hedefliyor.
“İstanbul Sözleşmesi” konulu ilk söyleşide İstanbul Barosu Başkan Yardımcısı ve İstanbul Kadın Kuruluşları Birliği Koordinatörü Avukat Nazan Moroğlu’nu ağırlayan platformun ikinci konuğu Limak Yatırım Yönetim Kurulu Başkanı Ebru Özdemir oldu.
Sadece platforma üye firmalarının temsilcilerine değil, tüm iş dünyasına açık olarak düzenlenen söyleşinin moderatörlüğünü KalDer Başkanı Emin Direkçi yaptı. BUİKAD Başkanı Av. Oya Eroğlu, BUSİAD Başkanı Ergun Hadi Türkay, Global Compact Türkiye Yönetim Kurulu Üyesi ve Yeşim Tekstil Kurumsal İletişim Direktörü Dilek Cesur’un da katıldığı söyleşinin açılışında konuşan Cesur, “Platform olarak son iki yıldır Eylül ayında yaptığımız Gücümüz Eşitliğimiz Zirvesi’ni pandemi nedeniyle ocak ayına kadar online söyleşiler ile devam ettireceğiz. 15 günde bir olmak üzere toplam 6 konuk ağırlayacağımız zirvemizde önemli konuları gündeme taşıyacağız.” dedi.
Cesur’un ardından söz alan Limak Yatırım Yönetim Kurulu Başkanı Ebru Özdemir, şirketlerin artık ne kadar kar ettikleri ile değil, çevreye ve topluma ne kadar faydalı oldukları ve ne denli sürdürülebilir işler yaptıklarıyla değerlendirildiğini belirtti. Özdemir, 7 yıldır sürdürülebilirlik raporu yayınladıklarını ifade ederek, “Türkiye’de bu raporu yayınlayan ilk şirketlerden biriyiz. Sürdürülebilirlik hedefleri bizim anayasamız. Bu konuda da Türkiye’de öncü olmak istiyoruz. Kalkınma hedefleri olmayan şirketlerin küresel ortamda var olabileceğini düşünmüyorum. Biz anlamlı işler yapmak istiyoruz ve bunları sürdürebilir kılmak istiyoruz. Bu sebeple Limak Vakfı’nı kurduk.” şeklinde konuştu. Özdemir, şöyle devam etti: “Pek çok farklı alanda çalışan sivil toplum kuruluşunda görev aldım ve zamanımın yarısını STK ve Limak vakfı için çalışarak geçirdim. Bizim 2 ana hedefimiz var. Kadınları güçlendirmek ve eğitim. Bu ikisini bir arada ve çalışanlarımızla, tedarikçilerimiz hep birlikte yürütüyoruz.”
8 sektörde 60 bini aşkın çalışana sahip olduklarını kaydeden Özdemir, kadın çalışan oranlarının dünya ortalamasının biraz üzerinde olduğunu, 2023’e kadar kadın çalışan sayısını yüzde 20 arttırmayı hedeflediklerini söyledi. Özdemir, asıl meselenin fırsat eşitliği meselesi olduğunun çizerek, “Mesleklerin cinsiyeti olmaz, olmamalı. Bir erkek de her işi yapabilmeli bir kadın da. Cam tavanları kırmalıyız. Fırsat eşitsizliği kadın sorunu değil, kadın ve erkeğin ortak sorunu. İş hayatında kadınların 2 sorunun var. Özgüven eksikliği ve kadınlar arası dayanışma. Erkekler iş hayatında hemcinslerini elinden tutup yukarı çekiyor ama bunu kadınlarda çok az görüyoruz. Kadınların yetenek setinin iş hayatına kazandırılması lazım. Kadın liderlere ihtiyacımız var. İş hayatında yüzde 50-50 eşitliği sağlayana kadar kadınları desteklemeyi sürdüreceğiz.” dedi. Limak Yatırım’ın kadın çalışanlarına yönelik çalışmaları hakkında da bilgi veren Özdemir, “Türkiye’nin Mühendis Kızları” projesiyle ilgili olarak da katılımcıları bilgilendirdi. Özdemir, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Ben de bir mühendisim ve İnşaat mühendisliği okurken sınıfta sadece 5 kızdık. Kızlar mühendislik bölümünü pek tercih etmiyor. Bu sadece Türkiye’nin değil, dünyanın sorunu. 2015 yılında Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, UNDP Türkiye ve Milli Eğitim Bakanlığı iş birliği ile kadınların mühendislik alanında daha fazla yer almalarını sağlamak adına Türkiye’nin Mühendis Kızları Projesini başlattık. Proje kapsamında lise ve üniversite öğrencilerine yönelik pek çok program yürütüyoruz. Kızları mühendislik bölümlerine çekmek için üniversite çok geç. Bizler lise ve ortaokullara gidiyoruz. Öğretmenleri kampa alıyor ve onlara eğitimler veriyoruz. 3. ve 4. sınıftaki kızlarımıza koç ve mentör atıyor, onlara iş hayatına hazırlık eğitimleri veriyoruz. Bizim amacımız iyi kalpli mühendisler yetiştirmek. Bu sebeple programa girmenin bir şartı not ortalaması, diğeri ise bir sivil toplum örgütünde gönüllü olarak çalışıyor olmak. Projemiz çok başarılı oldu. Bunun en önemli nedeni sonucunun işe dönüşmesi. Projenin sonucu işe dönüşmez ise hayal kırıklığı oluyor. Biz kadınlara istihdam sağlayabilirsek onları güçlendirebiliriz ve onlar da kendi ayakları üstünde durabilir.”
