Bursa Ziraat Mühendisleri Odası'nda gerçekleştirilen 30. yıl kuruluş yıl dönümü buluşması Ziraat Mühendisleri Başkanı Dr. Fevzi Çakmak'ın açılış konuşması ile başladı.
Gerçekleştirilen ZMO Bursa Buluşması'na geçmiş dönemki şube başkanları da katıldı. Ziraat Mühendisliğinde 30. ve 50. yılını dolduran mühendislere rozet takdim edildi ve ardından plaket töreni yapıldı. Programa, Prof. Dr. Ertuğrul Aksoy, İlhan Demiröz, Yılmaz Oktay, Dr. Fevzi Çakmak, Prof. Dr. Vahap Katkat konuşmacı olarak katıldı.
Ziraat Mühendisleri Odası Başkanı Dr. Fevzi Çakmak'ın konuşmalarından satır başları şöyle;
"FELAKETLERİN KADER OLMAMASI İÇİN BİLİMİN YÖN VERDİĞİ UYGULAMALARA ÖNCELİK VERMELİYİZ"
"Kahraman Maraş merkezli deprem ve Şanlıurfa'da meydana gelen sel felaketinde hayatını kaybeden vatandaşlarımıza Allahtan rahmet, yaralılarımıza acil şifa, zorlu şartlarda yaşama tutunmaya çalışan vatandaşlarımıza da bir an önce normal yaşamlarına dönebilecekleri ortamların oluşturulması için gerekli çalışmaların yapılmasını temenni ediyorum. Felaketlerin üst üste geldiği kötü bir süreçten geçiyoruz. Bu felaketlerin kader olmaması için bilimi önceleyen, bilimin yön verdiği, plan ve programları uygulamamız gerekliliği de ortadadır. Felaketlerin nedenleri ortada iken, hala bunlardan ders almamış gibi, mera ve ormanlara yeni yerleşim yerleri yapmayı planlamak, yeni felaketlere davetiye çıkartmak anlamına gelecektir."
"Bugün aynı zamanda 18 Mart Çanakkale Zaferi'nin 108. yılını kutluyoruz. Tarihin gördüğü en büyük devrimci ve devlet adamı olan Mustafa Kemal Atatürk'ün tarih sahnesine çıktığı gündür bugün. Mehmetçiğin "Çanakkale geçilmez" sözünü kanıyla tarihe kazıdığı gündür bugün."
"Atatürk'ün, "Balkan Harbi'nde alnımıza sürülen lekeyi, Çanakkale'de temizledik" dediği gündür bugün. Emperyalizmin yenilebileceğinin kanıtlandığı gündür bugün."
"Sözün özü; İstiklal şairimiz Mehmet Akif Ersoy'un, şiiriyle ölümsüzleştirdiği; devrimci ozanımız Fazıl Hüsnü Dağlarca'nın, "Çanakkale, Milli Mücadele'nin önsözüdür" dediği, Atatürk ve Mehmetçik tarafından yazılan büyük bir destandır Çanakkale."
"TARİH, ONLAR GÖRMESE DE GÖRÜYOR, ANMASA DA ANIYOR"
"Kimilerinin Atatürk'ün adını anmadan Çanakkale belgeselleri yapmasının, Çanakkale kitapları yazmasının, Çanakkale Zaferi'ni anmasının, hatta Atatürk'ün Harbiye'ye girişinin kutlandığı törende, ayağa kalkmayarak saygısızlık yapmasının önemi yok. Çünkü tarih, onlar görmese de görüyor, anmasa da anıyor, yazmasa da yazıyor. Mustafa Kemal Atatürk ve Silah arkadaşlarını bu vesile ile saygı ve minnetle anıyorum."
"Şube oluşumuzdan bu yana, tam 30 yıl geçmiş. 30 yıl boyunca yönetimde olan ya da yönetimde olmayıp da perde arkasından destek olmuş tüm meslektaşlarıma canı gönülden teşekkür ediyorum. İçinde bulunduğumuz yerleşkedeki binamızın alınması sırasında, bilirkişilik ücretlerinin tamamını ya da bir kısmını odamıza bağışlayarak, odasına destek veren: Mehmet Ali Topçu, Ruhi Altun, Birgül Kaya, Nuray Karadeniz, Lütfü Akbaş, Orhan Sarıbal, Taner Güler, İlknur Gültekin, Mehmet Şerikoğlu, Tülay Ceylan, Mürvet Öztürk, Murat Alkan, Osman İmamoğlu, Engin Yıldırım, Yılmaz Oktay ve Özkan Akın'a da çok teşekkür ediyorum."
"30 YILIMIZ MÜCADELE İLE GEÇTİ"
Dr. Fevzi Çakmak, konuşmalarına şöyle devam etti: "Bu 30 yıl; mesleğin, meslektaşın sorunlarını topluma anlatmak, çözüm üretmeye çalışmak yanında, mesleğin paydaşlarının sorunlarını da kendine dert edinerek, tüm paydaşlarla, tarımı, çiftçiyi, doğayı, hukukun üstünlüğünü, Cumhuriyetin temel ilkelerini korumak adına bilimin ve hukukun ışığında mücadele ederek geçti. Bu yolda bizlerle olan tüm meslektaşlarıma da çok teşekkür ediyorum."
"SORUN EĞİTİMLE BAŞLIYOR"
"Mesleğimizin ve meslektaşımızın çok önemli sorunları var. Aslında sorun eğitimle başlıyor. Sadece binadan ibaret, uygulama alanları olmayan Ziraat Fakültesi açmak, Ziraat Mühendisliği mesleğinin kalitesini yerlere sermek anlamına gelir. Bitkiyi, hayvanı, ilacı, gübreyi, sulama sistemini, traktörü, alet ekipmanı görmeden, tarlada, bahçede, ahırda, ağılda çalışmadan, sebebi her ne olursa olsun uzaktan eğitimle Mühendis yetiştirilemez. Yetiştirilmemesi gerekir."
"Akademik personelinden, kamuda ya da özelde çalışan meslektaşıma, ilaç bayiliği yapan meslektaşımdan, istihdamı zorunlu personel ya da tarım danışmanı olarak çalışan meslektaşıma, kamuda ya da özelde yıllarca emek verip de emekli olmuş, insan onuruna yakışır bir yaşam arzu edip, asgari ücrete yakın bir ücretle yaşamaya mahkum edilen meslektaşıma, elbette ki iş arayan meslektaşlarıma kadar her alanda ciddi sorunlarımız var."
"TARIM MİLLİ SAVUNMA KADAR ÖNEMLİ BİR SEKTÖRDÜR"
"Türkiye'nin vazgeçilmezi tarımdır. Tarım milli savunma kadar önemli stratejik bir sektördür. Türkiye'nin stratejik tarım ürünlerinde kendi kendine yeten bir ülke olması, ancak tarımsal varlıklarını bilimle, mühendisle buluşturduğunda mümkün olacaktır. Tarım bilimle buluştuğunda, kaynaklar optimum kullanılacak, üreticinin ekonomisi güçlenecektir. Tarım kimyasallarının kullanımı azaltılacak, tarımın çevreye verdiği zarar da önemli ölçüde azaltılacaktır. İklim krizinin ve kuraklığın yaşandığı ülkemizde, tarımsal sulama doğru planlanacak ve sulama suyundan önemli ölçüde tasarruf edilmesi sağlanacaktır."
"DAHA ÇOK ÜRETMEK, DAHA ÇOK KORUMAK ZORUNDAYIZ"
"Cumhuriyetimizin 100. Yılında, daha çok üretmek, toprağımızı, suyumuzu, doğamızı daha çok korumak zorundayız. Bu da ancak ziraat mühendislerinin sahada olması, bilgilerini üreticiyle buluşturması ile mümkün olacaktır. Yani kısaca tarım, bilimle buluştuğunda hem üretici kazanacak, hem tüketici kazanacak, hem meslektaşlarımız kazanacak, hem de Ülkemiz kazanacaktır."
"ZİRAAT MÜHENDİSLİĞİNİN DEĞERİ ER GEÇ ANLAŞILACAKTIR"
Çakmak, "Ülkemiz nüfusunun hızla arttığı, tarım arazilerinin hızla azaldığı bir ortamda, yeterli ve dengeli beslenmeye ihtiyacımız olduğu da düşünüldüğünde, Ziraat Mühendisliği mesleğinin değeri er ya da geç anlaşılacaktır" diyerek sözlerini tamamladı.
