Yaşar Üniversitesinde düzenlenen “Yükseköğrenim ve Mülteciler” panelinde konuşan Yükseköğretim Kurulu (YÖK) Üyesi Prof. Dr. Mehmet Şişman, Suriyeli mülteci öğrencilere yüksekokul müjdesi verdi. Prof. Dr. Şişman, “Meslek yüksekokullarında atıl kalan kontenjanlar mevcut. Bunları Suriyeli mülteciler için değerlendirme yoluna gireceğiz” dedi.
Yaşar Üniversitesinin ev sahipliğinde kurulan Birleşmiş Milletler Eğitim Kültür ve Bilim Örgütü (UNESCO) Göç Kürsüsünün ilk paneli düzenlendi. “Yükseköğrenim ve Mülteciler” konulu panelde Türkiye’nin mültecilere yönelik eğitim politikaları ele alındı. YÖK Üyesi Prof. Dr. Mehmet Şişman, “Mültecilerin bir kısmının burada kalıcı olduğunu düşünerek çalışmalar başlattık. Meslek yüksekokullarında atıl kalan kontenjanlar mevcut. Bunları Suriyeli mülteciler için değerlendirme yoluna gireceğiz. Ayrıca yabancılara Türkçe öğretimi konusu da gündemde. Milli Eğitim Bakanlığı 4 bin civarında öğretmen istihdam etmeyi planladı. Bunlara öncelikle formasyon eğitimi verilmeli. Konuyla ilgili çalışmalarımızı sürdürüyoruz” diyerek, Suriyeli öğrencilerin sayısının 500 bini geçeceğini belirtti.
"Mültecilerin eğitimlerini erteleyemeyiz"
Uluslararası göç konusu üzerine araştırma, eğitim ve yayın odaklı bir sistem oluşturmak, ulusal ve uluslararası kurumlar arasındaki işbirliğini geliştirmek amacıyla Türkiye’de ilk ve tek olarak kurulan UNESCO Kürsüsünün koordinatörlüğünü yürüten Yaşar Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Yrd.Doç.Dr. Ayselin Yıldız da, “Bölgenin en temel sorunlarından biri göç. Bu sorun yalnızca siyasetçilerin ele alabileceği bir konu değil. İşin güvenlik, sivil otorite, eğitim boyutları var. Hayatının geri kalanını Türkiye’de yaşamak isteyen binlerce mülteci mevcut. Bu nedenle bu insanların temel eğitimini de yükseköğrenimini de erteleyemeyiz. Üniversiteler olarak bu konuda sorumlu davranmalıyız” diye konuştu.
"Sayıları 550 bini aşacak"
İstanbul Üniversitesinden Prof. Dr. Ayşegül Komsuoğlu ise Suriyeli mültecilerin eğitimlerinde gelinen son noktaya değindi. Milli Eğitim Bakanlığının rakamlarına göre 2014-2015 eğitim öğretim yılında 230 bin olan Suriyeli öğrenci sayısının 2017-2018’de 550 bine kadar yükseleceğini belirten Komsuoğlu, okullaşma oranının ise yüzde 30’dan yüzde 65’e çıkacağını söyledi. Suriyeli öğrencilerin devlet okullarının yanı sıra 21 ilde bulunan 389 Geçici Eğitim Merkezleri’nde (GEM) eğitim aldığını ifade eden Komsuoğlu, şöyle konuştu:
“Geçici Eğitim Merkezleri Suriyeliler tarafından kurulan, Arapça müfredat takip eden, belediyeler, uluslararası kuruluşlar gibi kamu veya özel kaynaklarla fonlanan ve Milli Eğitim Bakanlığı tarafından akredite edilen alternatif okullar olarak tanımlanıyor. Ancak GEM’lerde eğitimin kalitesi ve içeriği ile ilgili çeşitli sorunlar mevcut. Sınırlı akreditasyon olanağı, denetlemenin zor olması, yetersiz Türkçe dersleri gibi sorunlar bunlardan birkaçı. İzole edilmiş ve yetersiz öğrenme ortamı, birlikte yaşama kültürü oluşturmayı engelleyerek ayrımcılığı besliyor ve bu şekilde Suriyeli çocuklar yaşıtları olan diğer çocuklarla hiçbir iletişime girmeden eğitim alıyorlar."
"Genç nüfus yüksek"
Türkiye’de kayıt altına alınan 2 milyon 880 bin Suriyelinin bulunduğunu belirten Komsuoğlu, “Ülkemizde 0-4 yaş arası 332 bin 678, 5-18 yaş arası 973 bin 528, 19-24 yaş arası 424 bin 416 Suriyeli mülteci mevcut. Bu genç nüfus için kısa vadeli acil, insani ve yardım odaklı politikaların uzun vadeli, sürdürülebilir, kapsamlı politikalara evrilmesi gerekir. Müfredat ve okulların Suriyeliler açısında işlevsel hale getirilmesi de şart” şeklinde konuştu.
Panel sonrası “Avrupa’da Mülteciler” konulu uluslararası öğrenci poster sergisi Yaşar Üniversitesi Kampüs alanında ziyaretçilere sunuldu.
Yaşar Üniversitesinin ev sahipliğinde kurulan Birleşmiş Milletler Eğitim Kültür ve Bilim Örgütü (UNESCO) Göç Kürsüsünün ilk paneli düzenlendi. “Yükseköğrenim ve Mülteciler” konulu panelde Türkiye’nin mültecilere yönelik eğitim politikaları ele alındı. YÖK Üyesi Prof. Dr. Mehmet Şişman, “Mültecilerin bir kısmının burada kalıcı olduğunu düşünerek çalışmalar başlattık. Meslek yüksekokullarında atıl kalan kontenjanlar mevcut. Bunları Suriyeli mülteciler için değerlendirme yoluna gireceğiz. Ayrıca yabancılara Türkçe öğretimi konusu da gündemde. Milli Eğitim Bakanlığı 4 bin civarında öğretmen istihdam etmeyi planladı. Bunlara öncelikle formasyon eğitimi verilmeli. Konuyla ilgili çalışmalarımızı sürdürüyoruz” diyerek, Suriyeli öğrencilerin sayısının 500 bini geçeceğini belirtti.
"Mültecilerin eğitimlerini erteleyemeyiz"
Uluslararası göç konusu üzerine araştırma, eğitim ve yayın odaklı bir sistem oluşturmak, ulusal ve uluslararası kurumlar arasındaki işbirliğini geliştirmek amacıyla Türkiye’de ilk ve tek olarak kurulan UNESCO Kürsüsünün koordinatörlüğünü yürüten Yaşar Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Yrd.Doç.Dr. Ayselin Yıldız da, “Bölgenin en temel sorunlarından biri göç. Bu sorun yalnızca siyasetçilerin ele alabileceği bir konu değil. İşin güvenlik, sivil otorite, eğitim boyutları var. Hayatının geri kalanını Türkiye’de yaşamak isteyen binlerce mülteci mevcut. Bu nedenle bu insanların temel eğitimini de yükseköğrenimini de erteleyemeyiz. Üniversiteler olarak bu konuda sorumlu davranmalıyız” diye konuştu.
"Sayıları 550 bini aşacak"
İstanbul Üniversitesinden Prof. Dr. Ayşegül Komsuoğlu ise Suriyeli mültecilerin eğitimlerinde gelinen son noktaya değindi. Milli Eğitim Bakanlığının rakamlarına göre 2014-2015 eğitim öğretim yılında 230 bin olan Suriyeli öğrenci sayısının 2017-2018’de 550 bine kadar yükseleceğini belirten Komsuoğlu, okullaşma oranının ise yüzde 30’dan yüzde 65’e çıkacağını söyledi. Suriyeli öğrencilerin devlet okullarının yanı sıra 21 ilde bulunan 389 Geçici Eğitim Merkezleri’nde (GEM) eğitim aldığını ifade eden Komsuoğlu, şöyle konuştu:
“Geçici Eğitim Merkezleri Suriyeliler tarafından kurulan, Arapça müfredat takip eden, belediyeler, uluslararası kuruluşlar gibi kamu veya özel kaynaklarla fonlanan ve Milli Eğitim Bakanlığı tarafından akredite edilen alternatif okullar olarak tanımlanıyor. Ancak GEM’lerde eğitimin kalitesi ve içeriği ile ilgili çeşitli sorunlar mevcut. Sınırlı akreditasyon olanağı, denetlemenin zor olması, yetersiz Türkçe dersleri gibi sorunlar bunlardan birkaçı. İzole edilmiş ve yetersiz öğrenme ortamı, birlikte yaşama kültürü oluşturmayı engelleyerek ayrımcılığı besliyor ve bu şekilde Suriyeli çocuklar yaşıtları olan diğer çocuklarla hiçbir iletişime girmeden eğitim alıyorlar."
"Genç nüfus yüksek"
Türkiye’de kayıt altına alınan 2 milyon 880 bin Suriyelinin bulunduğunu belirten Komsuoğlu, “Ülkemizde 0-4 yaş arası 332 bin 678, 5-18 yaş arası 973 bin 528, 19-24 yaş arası 424 bin 416 Suriyeli mülteci mevcut. Bu genç nüfus için kısa vadeli acil, insani ve yardım odaklı politikaların uzun vadeli, sürdürülebilir, kapsamlı politikalara evrilmesi gerekir. Müfredat ve okulların Suriyeliler açısında işlevsel hale getirilmesi de şart” şeklinde konuştu.
Panel sonrası “Avrupa’da Mülteciler” konulu uluslararası öğrenci poster sergisi Yaşar Üniversitesi Kampüs alanında ziyaretçilere sunuldu.