Yenilikçi ürünleriyle kullanıcıların hayatını kolaylaştıran Samsung, sanat ve teknoloji arasında da önemli bir köprü oluşturuyor. Samsung, The Frame gibi son teknoloji ürünleriyle dijital sergileri sanatseverlerle buluşturuyor. Şirket 2017 yılında Pilevneli Galeri ile birlikte Contemporary İstanbul’da yer almış ve 2018 yılında Samsung The Frame ’in katkılarıyla Refik Anadol’un “Melting Memories” (Eriyen Hatıralar) dijital sergisine destek vermişti. Refik Anadol ile global boyutta da işbirliğine imza atan Samsung, sanatçının MicroLED teknolojisi için geliştirdiği “Artificial Landscapes” (yapay manzaralar) yapay zekâ veri heykeli içerikleriyle de iş birliğini başka bir boyuta taşıdı. Refik Anadol şimdi de “Makine Hatıraları: Uzay” adlı İstanbul’da bugüne kadar gerçekleşen en büyük sergisinde, Samsung’un son teknoloji TV’leri aracılığıyla ziyaretçileri sanal bir yolculuğa çıkarıyor.
Açıkken TV Kapalıyken Sanat Eseri
Samsung, geliştirdiği son teknoloji televizyonlarıyla kullanıcılarına eşsiz deneyimler sunuyor. Yaşam alanlarının bir TV’den fazlasını hak ettiği düşüncesiyle Samsung’un 2017 yılında hayatımıza kattığı The Frame, hem açıkken hem de kapalıyken her tarza uyum sağlayarak kullanıcıların beğenilerini topluyor. Evlerin dekoruna uyum sağlayan şık bir resim çerçevesi görüntüsünde olan The Frame, kapalıyken de Sanat Modu’yla evleri sanat galerisine dönüştürebiliyor. Üstelik ekran parlaklığını da otomatik olarak ayarlayabiliyor. 1300’den fazla klasik sanat eseri ve modern tablodan oluşan zengin galerisiyle, ulaşmanın çok zor olduğu dünyaca ünlü sanat eserlerini evinize getiriyor. Samsung’un gelişmiş Quantum Dot Teknolojisi ile üstün bir görüntü kalitesi sunarken QLED teknolojisiyle yüzde 100 renk hacmi, zengin parlaklık seviyesi ve bir milyarın üzerinde renk tonuyla muhteşem bir izleme deneyimi sunuyor. Siyah, beyaz, bej ve ceviz çerçeve seçenekleriyle kişiselleştirilebilen Samsung The Frame, görünmez incelikte bağlantı kablosuyla da kullanıcılarını kablo karmaşasından kurtarıyor. The Frame, bu tarz sergilerde eserlerle bir bütün olmasını sağlayan özellikleri sayesinde yalnızca bir televizyon olarak değil aynı zamanda sanat eserlerinin sergilendiği bir keşif merkezi olarak deneyimlenebiliyor.
Sergide evrenin derinliklerine doğru keşif
Refik Anadol, bu sergisinde astronomik araştırmaların insanlık tarihindeki yerini gözler önüne seren ve uzayla ilgili verilere ışık tutan kavramsal bir çerçeve sunuyor. Hatıralar ve düşler başlıklı ilişkili iki bölümden oluşan sergi, insanlığın uzay keşiflerini farklı bir bakış açısıyla sanatseverlerle buluşturuyor. Serginin ilk bölümü olan “Hatıralar” bölümünde, uzay teleskopları ve uydular tarafından kaydedilen iki milyondan fazla görüntüden yararlanılıyor. Teleskopların ve uydu görüntülerinin “hatıraları” olarak kurgulanan bölüm, seyircilerin verilerle etkileşime girmesine olanak sağlıyor. İkinci bölüm olan “Düşler” bölümündeyse üç boyutlu veri heykelleri ve yapay zeka sineması enstalasyonu yer alıyor.
Sergi, Pazar hariç her gün 10.00-18.00 saatleri arasında ücretsiz olarak izlenebilecek. Kovid-19 tedbirleri dolayısıyla hafta sonu kısıtlamalarında değişiklik olması durumunda sergi pazartesi hariç her gün 10.00-18.00 arasında gezilebilecek.
