banner13

Siyaset hiçbir zaman yargının ve soruşturmaların önüne geçmemelidir.
Bolu Kartalkaya’da çıkan otel yangını, sadece bir binanın değil, güvene dayalı
toplumsal dokunun da alevlere teslim olduğunu yine, yeniden ve bir kez daha
gözler önüne serdi. Onlarca insanın canını hiçe sayan ihmaller zinciri, yeni yılın
henüz başında ülkenin vicdanını yerden göğe kadar titreten bir acıya, telafisi
mümkün olmayan bir travmaya dönüştürdü. Fakat yine her zamanki gibi suç hiçbir
erke dokunmadı. Yangından geriye kalan sadece sonsuz acılar ve küller değil,
hesap sorulmayan koskocaman bir adalet boşluğunda savruluşumuzdu.
Kartalkaya’daki yangın, basit bir tesisat arızasıyla başlamıştı. Söylenen o ki, otel
yönetimi yıllardır denetimlerden kaçıyordu. Oteldeki sözde yangın merdivenleri
bırakın tahliyeyi sağlamayı, adeta bir baca gibi alevi daha da körüklemişti. Yangın
önlemleri için gereken modernizasyonu “maliyet” sebebiyle rafa kaldırıyordu. Fakat
bu nasıl bir maliyetse artık bedeli onlarca insanın, çocuğun canıyla ödendi. Apaçık
bir katliam...
Ki bizler arşı alayı titretecek acılara alışkındık. Buyurun hatırlayalım;
Türkiye tarihindeki en büyük maden faciası, 301 madencinin yaşamını yitirdiği
Soma faciasında en acı itiraflardan biri, olaydan kısa süre sonra kamuoyuna sızan
şu cümleydi: “Facia bu işin fıtratında var.”
İşte bu zihniyet, Kartalkaya’daki yangının da fıtratına yerleşmiş o çıkmayan ruhtur.
Her faciada aynı düzenek işler: Başta birkaç cılız açıklama, ardından mahkeme
salonlarında sürüncemede bırakılan adalet ve nihayetinde, unutulmuş yaslar...
Soma’da can veren madencilerin aileleri gibi, Kartalkaya’da kaybedilen canların
yakınlarına da “sabır ve şükür” telkin edenler çok olur. Sorumlular cezasını
bulacaktır, adalet de bulacaktır, hiç şüpheniz olmasındır.
Bunlar şaşmaz cümlelerimizdir. Hatta kim bilir belki de “daha kötüsü de olabilirdi”
tesellileri de peşi sıra gelir. Burası Türkiye artık. Bu ülkeden her şey beklenir.
Ya Çorlu tren kazası. Raydan çıkan bir ülke olarak orada değil miydik? 2018’de
Çorlu’da yaşanan tren kazası tıpkı Soma maden faciasındaki gibi aynı hafıza
boşluğuna atılmadı mı? 25 insan, 25 can bir trenin devrilmesiyle hayatını kaybetti.
Yetersiz bakım, ihmalkâr denetim ve sorumluluk almayı bilmeyen bir bürokrasi...
Hep aklımızda şu sorular:
Bu faciaların ortak noktası neydi? İhmaller zinciri mi, yoksa cezasızlık düzeni mi?
Hepsi cancağızım hepsi...

Hatay depremi peki? İhmallerin en ağır bilançosu. Depremde yıkılan binaların
molozları arasında sıkışıp kalan bedenler, denetimsizliğin, ihmalin, ahlaksızlığın
canını aldığı binlerce insan... Deprem sonrasında “yardımlar yetersiz ulaşıyor”
diyenlere “provokatör” diyebilenler bir tek sorumluyu istifa ettirmedi, ettiremedi.
Pekâlâ enkazın altında kalan yalnızca masum insanlar değildi; hakikat, sorumluluk
ve vicdan da orada, o an ölmüştü de necip milletimiz yine ansızın aynı yerden
vuruldu... Acı ama gerçek buydu...
Hatay’daki enkazların tozları Kartalkaya’nın dumanıyla birleşiyor. Ve biz hâlâ
ısrarla soruyoruz: Neden kimse istifa etmiyor? İstifa, bu ülkede neden bir erdem
değil de bir zayıflık göstergesi sayılıyor?
2015 senesinde Romanya’da bir gece kulübünde çıkan yangında 64 kişi hayatını
kaybetti. Halk sokaklara döküldü “adalet” diye diye yeri göğü inletti. Protestolar
sadece gece kulübü sahiplerini değil, dönemin başbakanını da hedef aldı. Victor
Ponta, toplumun sesine kayıtsız kalmadı ve istifa etti. Bu olay, sorumluluğun nasıl
üstlenileceğine dair bir ders olarak hafızalara kazındı. Fakat asla bizim hafızamıza
değil, yanlış anlaşılmasın...
Bu ülkede istifa eden tek şey, ahlâk oldu. Ve biz, her yangından sonra küllerin
altında kalan sorularla baş başa kaldık: Daha kaç facia yaşanacak? Daha kaç can
yitirilecek? Ve en önemlisi, daha kaç koltuk koruma uğruna bu halkın kaderiyle
oynanacak?
ÜMİT ÖZDAĞ'IN TUTUKLANMASI
Zafer Partisi Genel Başkanı Prof Dr.Ümit Özdağ'ın tutuklanması beni şaşırtmıştır.
Siyasiler siyaset yaparlar,eleştirirler,kendi seçmenine mesaj verirler.
İster iktidar ister ise muhalefet olsun kendi seçmenine mesaj verir,ve onları kendi
seçmen kitlesinde safları sıklaştırmaya çalışır.Söylemleri de eleştirilerle
doludur.Yeter ki cizgiyi aşmasın.
Siyasiler hür olmalıdır ki Demokrasi işlesin.

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

banner22

banner21