banner13

Son 10 gündür artık aklımız ve mantığımız almıyor.

Kim yalan söylüyor kime inanalım.

Ortada öyle iddialar var ki,sadece dudak ısırmakla kalıyoruz.

Şantaj,tehdit,çökme,uyuşturucu ,cinayetler vs,

Biz hangi ülkede yaşıyoruz.

Malum videoları, siyasetçiler arasındaki suçlamaları, birbirini yalancılıkla itham edenleri takip etmek tam mesaili bir iş gibi oldu. Sizin çevrenizde de var mı bilmiyorum ama etrafımda gündemin baş aktörlerinin dürüst olup olmadığı konusunda kocaman kocaman laflar edenler var. Herkes yalan makinesi kesildi, “Şunu söylerken gözünü sağa doğru eğdi, kesin yalan bu... Ellerini vücuduna yakın tutuyor konuşurken samimi olduğuna inandım” gibi yorumlara gülümsememek elde değil. Bazı medya kuruluşlarının beden dili uzmanlarının rehberliğinde güncel isimler üzerinde yalan dedektörlüğü yaptığını da görmüşsünüzdür. Keşke yalanı tespit etmek bu kadar kolay olsa. Massachusetts Üniversitesi’nden psikolog Robert S. Feldman’ın yaptığı bir araştırmaya göre insanların yüzde 60’ı 10 dakikalık bir konuşmada en az bir kez yalan söylüyor. E durum gerçekten böyleyse yalanla nasıl baş edeceğiz?

Elbette kişinin vücut dili samimiyeti konusunda ipuçları verebilir ama net bir şey söylemek mümkün değil... Hele hele ‘Karşınızdakinin yalan söylediğini nasıl anlarsınız’ tadında, çok satan kişisel gelişim kitaplarında altını koyu kalemlerle çizdikleri ‘metotlar’dan medet umanları anlamak imkansız. Kaşını kaldırışına, gözünü yana eğişine, elini kolunu tutuşuna bakıp birinin dürüst olup olmadığını anlamayı kim istemez. Ancakkk, yalancıların kendilerini ele verdiklerine inanmak istesek de bunun kesin tutarlı bir yolu yok

 ‘GERÇEK’ YÜZÜMÜZDE YAZILI MI?

Yalan makinesi olmak öğrenilebilir Kendi sesimizi duymanın rahatsız edici olmasının bir diğer nedeni de algımız ve gerçeklik arasındaki fark. Sesimiz ve duyduğumuz ses arasındaki uyumsuzluk sarsıcı olabiliyor. Bir farkına varıyoruz ki kendi kafamızdaki ‘sesimiz’ ile başkalarının duyduğu ‘sesimiz’ farklı. İşte bu yaman çelişki bizi endişelere sürüklüyor.

SOKAKLARDA KAVGA İLE SİYASET YAPILMAZ.

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener”e Rize”de yapılan çirkin saldırıyı tasvip etmek yanlıştır.

Bu gün ona yarın bana deyimini kimse aklından çıkarmamalı.

Atalarımız söylediği her sözü ölçerek biçerek yaşanan tecrübelere dayanarak söylemiştir.

Siyaset gönül alma sanatıdır.Vur,kır yık sanatı değildir,

Rize”de Merel hanımı uğurlayan İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı Koray Aydın ve TBMM Grup Başkanvekili Lütfi Türkkan Rizeliler ile sohbet ediyorlar.

Bu arada bir avuç protesto eden grup bir anda kayboluyor.

Bu bindirilmiş kıtalar nereye gittiler.

Partinin iki önemli ismi caddeler de dolaşarak halkla sohbet ediyorlar.

Bırakalım siyasetçiler gelsin güzel Rize”yi görsünler.Bundan kimse alınmasın,

1977 de CHP Genel Başkanı rahmetli Ecevit Ispartaya seçim gezisine gidiyor.

Demirel Ispartalılara Ecevit geliyor bolca gül atın gül suyu dökün görsün Ispartalıların ve Ispartanın güzelliğini.

Demişti.

Son günlerde İYİ Parti Antalya Milletvekili Feridun Bahşinin Televizyonlara verdiği demeçler emekçi kesiminde çok beğeni aldı.

Üreticinin ve çiftçinin durumunu anlatması bu kesim tarafından beğeni kazandı.

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.