Yanlış ayakkabı seçimi, yüksek topuklar, fazla kilo sonucu ayaklarda ağrılar ve sağlık sorunlarının ortaya çıkabileceğini ifade eden Acıbadem Taksim Hastanesi Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı, Ayak ve Ayak Bileği Cerrahı Dr. Selim Muğrabi, "Kimi zaman ise sadece fizyolojik yapıdan ötürü (düztabanlık) ayaklarımızda çeşitli sağlık sorunlarıyla karşılaşabiliyoruz" dedi.
Acıbadem Taksim Hastanesi Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı, Ayak ve Ayak Bileği Cerrahı Dr. Selim Muğrabi, yanlış ayakkabı seçimi, yüksek topuklar, fazla kilo sonucu ayaklarda ağrılar ve sağlık sorunlarının ortaya çıkabileceğini kimi zaman ise sadece fizyolojik yapıdan ötürü (düztabanlık) ayaklarda çeşitli sağlık sorunlarıyla karşılaşabildiklerini kaydederek, çocukluktan yetişkinliğe kadar en sık rastlanan 3 ayak sağlığı sorununu anlattı.
Başparmak çıkıntısı
Dr. Muğrabi, ayak başparmağının içeriye doğru hareket ettiğinde tarak kemiğinin dışarıya dönmesiyle oluşan başparmak çıkıntısının, kimilerinde görünüşü nedeniyle kimilerinde ise ağrılı oluşuyla rahatsızlık verebildiğini belirterek, "Özellikle ayağı sıkan, ayağa uyum sağlamayan, dar ve sivri burunlu ayakkabılar giymek bu soruna yol açıyor. Bu tür ayakkabıları en çok kadınlar tercih ettiği için, başparmak çıkıntısının kadınlarda görülme sıklığı erkeklere oranla 9 kat fazla. Başparmak çıkıntısı herkeste ağrıya neden olmaz ve ağrısız çıkıntılarda da ameliyata gerek duyulmaz. Özellikle estetik amaçlı düzeltmeleri önermezken, ameliyatın yalnızca ağrılı başparmaklara uygulanması gerekir. Bu rahatsızlıktan muzdarip kişilerin çoğu uygun ayakkabı kullanımı ile ağrıların önüne geçilebilir. Başparmak çıkıntısının cerrahi tedavisinde ciddi değişiklikler olur. Bunlar ameliyat sonrası konforu artırmaya yönelik değişikliklerdir. Eskiden olduğu gibi ameliyat sonrası uzun dinlenme dönemi, alçı, ameliyat sonrası ağrıları yaşanmıyor. Kişi ameliyatın ardından ayakkabıları ile hemen yere basabiliyor ve yaklaşık bir aya kadar işe dönebiliyor" şeklinde konuştu.
Topuk Ağrısı
"Halk arasında ‘topuk dikeni’ olarak adlandırılan topuk ağrısı, bir süre hareketsizken ayağa yeniden kalkıldığında daha yoğun bir şekilde hissediliyor" diyen Dr. Muğrabi, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Kişinin şikayetleri, sabah yataktan kalktığında ya da uzun süreli oturduktan sonra ayağa kalktığında artış gösteriyor. Topuğa bir şey batıyor hissi yaratan ağrılar, yürüdükçe hafifler gibi olsa da, uzunca yürümek ya da ayakta kalmak ağrının yeniden artmasına neden oluyor. Aşırı egzersiz, düztabanlık, obezite, yüksek topuklu ayakkabı giymek gibi birçok durum topuk ağrısına zemin hazırlayabiliyor. Bu rahatsızlık toplumdaki kadın nüfusunun yüzde 30’unu erkeklerin ise yüzde 10’unu etkiliyor. Tedavide ayağa binen yükün dengelenmesi için kişiye özel tabanlıklar kullanılmasını öneriyoruz. Bununla birlikte hastalar fizik tedaviye başlatılarak, ayak altında kısalmış olan adalenin uzamasına yönelik çalışmalar yapılabilir. Eğer ağrılar geçmemekte direniyorsa, gece ateli kullanılabilir. Dışarıdan ses dalgası uygulamaları, enjeksiyonlar gibi alternatif tedaviler de uygulanabilir, en son çare olarak cerrahiden de faydalanılabilir."
Düztabanlık ve içe basma
Ayağın anatomik yapısı gereği kavis şeklindeki ayak tabanının, adım atmayı sağlayan yatay yaylanmadaki en önemli yapılardan biri olduğunu söyleyen Dr. Muğrabi, "Bu yaylanmayı destekleyen kas ve tendonun çalışmaması sonucu da ‘düztabanlık’ meydana geliyor. Kimilerinde herhangi bir rahatsızlık vermeyen düztabanlık kimilerindeyse; içe basma, bacak ağrıları, erken yorulma gibi şikayetlere yol açabiliyor. Ailelerin en çok endişelendiği konuların da ilk sıralarında gelen düztabanlık, çocuklarda en çok içe basmaya neden oluyor. Ailelerin yoğun endişe duymalarının temelinde, yetişkinlikte ortaya çıkabilecek sorunlar ve estetik kaygılar ağır basıyor. İçe basma iki ana problemden kaynaklanabilir; bazı çocuklarda kalça kemiği üst bölgesi ile kalça başı arasında mevcut olması gereken açılanmanın gelişiminde sorun tespit edilebilir. Yaşla beraber bu açı kendiliğinden normale döneceğinden herhangi bir tedavi gerektirmez. Düztabanlığa bağlı içe basma problemi ise, çocuklarda genellikle erken yorulma, bacak ve diz ağrısı, koşma esnasında dengesizlik, zıplamada zorlanma gibi şikâyetlere yol açıyor. Tabanlık kullanıldığında çocuğun şikayetleri geçecektir. Tabanlıklar, denge sorunu yaşayan ve ağrı problemi olan çocuklarda şikayetleri ortadan kaldırmaya yönelik faydalı olur. Ancak düztabanlık devam eder. İçe basan çocukların ayakları 8 yaşına kadar herhangi bir tedaviye (alçı, cihaz, operasyon gibi) gereksinim olmadan kendi halinde düzelebilir" ifadelerini kullandı.
Acıbadem Taksim Hastanesi Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı, Ayak ve Ayak Bileği Cerrahı Dr. Selim Muğrabi, yanlış ayakkabı seçimi, yüksek topuklar, fazla kilo sonucu ayaklarda ağrılar ve sağlık sorunlarının ortaya çıkabileceğini kimi zaman ise sadece fizyolojik yapıdan ötürü (düztabanlık) ayaklarda çeşitli sağlık sorunlarıyla karşılaşabildiklerini kaydederek, çocukluktan yetişkinliğe kadar en sık rastlanan 3 ayak sağlığı sorununu anlattı.
Başparmak çıkıntısı
Dr. Muğrabi, ayak başparmağının içeriye doğru hareket ettiğinde tarak kemiğinin dışarıya dönmesiyle oluşan başparmak çıkıntısının, kimilerinde görünüşü nedeniyle kimilerinde ise ağrılı oluşuyla rahatsızlık verebildiğini belirterek, "Özellikle ayağı sıkan, ayağa uyum sağlamayan, dar ve sivri burunlu ayakkabılar giymek bu soruna yol açıyor. Bu tür ayakkabıları en çok kadınlar tercih ettiği için, başparmak çıkıntısının kadınlarda görülme sıklığı erkeklere oranla 9 kat fazla. Başparmak çıkıntısı herkeste ağrıya neden olmaz ve ağrısız çıkıntılarda da ameliyata gerek duyulmaz. Özellikle estetik amaçlı düzeltmeleri önermezken, ameliyatın yalnızca ağrılı başparmaklara uygulanması gerekir. Bu rahatsızlıktan muzdarip kişilerin çoğu uygun ayakkabı kullanımı ile ağrıların önüne geçilebilir. Başparmak çıkıntısının cerrahi tedavisinde ciddi değişiklikler olur. Bunlar ameliyat sonrası konforu artırmaya yönelik değişikliklerdir. Eskiden olduğu gibi ameliyat sonrası uzun dinlenme dönemi, alçı, ameliyat sonrası ağrıları yaşanmıyor. Kişi ameliyatın ardından ayakkabıları ile hemen yere basabiliyor ve yaklaşık bir aya kadar işe dönebiliyor" şeklinde konuştu.
Topuk Ağrısı
"Halk arasında ‘topuk dikeni’ olarak adlandırılan topuk ağrısı, bir süre hareketsizken ayağa yeniden kalkıldığında daha yoğun bir şekilde hissediliyor" diyen Dr. Muğrabi, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Kişinin şikayetleri, sabah yataktan kalktığında ya da uzun süreli oturduktan sonra ayağa kalktığında artış gösteriyor. Topuğa bir şey batıyor hissi yaratan ağrılar, yürüdükçe hafifler gibi olsa da, uzunca yürümek ya da ayakta kalmak ağrının yeniden artmasına neden oluyor. Aşırı egzersiz, düztabanlık, obezite, yüksek topuklu ayakkabı giymek gibi birçok durum topuk ağrısına zemin hazırlayabiliyor. Bu rahatsızlık toplumdaki kadın nüfusunun yüzde 30’unu erkeklerin ise yüzde 10’unu etkiliyor. Tedavide ayağa binen yükün dengelenmesi için kişiye özel tabanlıklar kullanılmasını öneriyoruz. Bununla birlikte hastalar fizik tedaviye başlatılarak, ayak altında kısalmış olan adalenin uzamasına yönelik çalışmalar yapılabilir. Eğer ağrılar geçmemekte direniyorsa, gece ateli kullanılabilir. Dışarıdan ses dalgası uygulamaları, enjeksiyonlar gibi alternatif tedaviler de uygulanabilir, en son çare olarak cerrahiden de faydalanılabilir."
Düztabanlık ve içe basma
Ayağın anatomik yapısı gereği kavis şeklindeki ayak tabanının, adım atmayı sağlayan yatay yaylanmadaki en önemli yapılardan biri olduğunu söyleyen Dr. Muğrabi, "Bu yaylanmayı destekleyen kas ve tendonun çalışmaması sonucu da ‘düztabanlık’ meydana geliyor. Kimilerinde herhangi bir rahatsızlık vermeyen düztabanlık kimilerindeyse; içe basma, bacak ağrıları, erken yorulma gibi şikayetlere yol açabiliyor. Ailelerin en çok endişelendiği konuların da ilk sıralarında gelen düztabanlık, çocuklarda en çok içe basmaya neden oluyor. Ailelerin yoğun endişe duymalarının temelinde, yetişkinlikte ortaya çıkabilecek sorunlar ve estetik kaygılar ağır basıyor. İçe basma iki ana problemden kaynaklanabilir; bazı çocuklarda kalça kemiği üst bölgesi ile kalça başı arasında mevcut olması gereken açılanmanın gelişiminde sorun tespit edilebilir. Yaşla beraber bu açı kendiliğinden normale döneceğinden herhangi bir tedavi gerektirmez. Düztabanlığa bağlı içe basma problemi ise, çocuklarda genellikle erken yorulma, bacak ve diz ağrısı, koşma esnasında dengesizlik, zıplamada zorlanma gibi şikâyetlere yol açıyor. Tabanlık kullanıldığında çocuğun şikayetleri geçecektir. Tabanlıklar, denge sorunu yaşayan ve ağrı problemi olan çocuklarda şikayetleri ortadan kaldırmaya yönelik faydalı olur. Ancak düztabanlık devam eder. İçe basan çocukların ayakları 8 yaşına kadar herhangi bir tedaviye (alçı, cihaz, operasyon gibi) gereksinim olmadan kendi halinde düzelebilir" ifadelerini kullandı.