Ancak ne yazık ki bu kadim coğrafya, yıllardır hak ettiği ilgiyi ve yatırımı maalesef göremiyor!
Söylediğimiz net olarak budur ve bu durum bu yörenin hazin bir gerçeğidir!
Özellikle altyapı eksikliği artık tahammül edilemez bir noktaya ulaşmıştır.
2025 yılına gelmiş bulunuyoruz ama hâlâ birçok dağ köyümüz çamurla, tozla, virajla ve stabilize yollarla boğuşuyor.
Kış geldiğinde çocuklarımız okula gidemiyor, yaz geldiğinde çiftçimiz malını pazara ulaştıramıyor.
Ambulans yetişemiyor, otobüs çıkamıyor.
Bu çağda yol; medeniyetin, devletin, eşitliğin göstergesidir.
Eğer bir köye hâlâ yol gitmiyorsa, oraya devlet yoktur!
Ve işte şimdi, tam da bu ihmalkârlığın, bu plansızlığın, bu savurganlığın sembolü hâline gelen Doğancı Tüneli’nin önündeyiz.
Hatırlayın;
Her konuda atıp tutan eski Bakan Mustafa Varank Bursalılara ne söz vermişti?
‘Doğancı Tüneli 2023 yılı sonunda bitecek.’
Yıl oldu 2025’in Haziran ayı…
Ortada bitmiş bir proje değil, adeta halen daha bir “tünel enkazı” var!
Şimdiki Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu ise çıkıp diyor ki:
“2025 yıl sonunu tahmin ediyoruz.”
Bakın, “bitecek” bile diyemiyor. “Tahmin ediyoruz” diyor! Çünkü bu iktidar ne planlayabiliyor ne de hesap verebiliyor.
Şimdi hep birlikte bu projenin teknik detaylarına bakalım:
– Bursa ile Orhaneli arası şu anda yaklaşık 56 kilometre.
– Bu yol, mevcut haliyle ortalama bir araçla 55 ila 65 dakika sürüyor.
– Doğancı Tüneli tamamlandığında sadece 1,6 kilometrelik bir kısalma sağlanacak.
– Tünelin içinden geçiş süresi 15 dakikadan 3 dakikaya inecek.
Yani tüm bu çile, gecikme ve milyarlarca liralık harcama sonucunda sadece 12 dakikalık zaman tasarrufu sağlanacak!
Gelelim asıl garabetlik konuya;
Doğancı Tüneli için 2017 yılında ilk ihale 93 milyon TL bedelle yapıldı.
2021 yılında “tamamlama” ihalesi açıldı; bu defa 232 milyon TL daha harcandı.
2023’te “ikmal” adı altında üçüncü bir ihale açıldı; bedel tam 2 milyar 720 milyon TL olarak kayıtlara geçti.
2024 yılına gelindiğinde “elektromekanik sistemler” için bir ihale daha açıldı ve bu kalem için de 188 milyon TL harcandı.
Toplamda bu tünelin kamuya maliyeti şu an için tam tamına 3 milyar 233 milyon TL’yi aştı.
Ezcümle;
Tam 8 yıl önceki ilk ihaleden bu yana maliyet tam %3.375 oranında artmıştır.
Şu bilgiyi de verelim;
Bu 8 yılda bu yol güzergahında meydana gelen kazalarda 11 vatandaşımız hayatını kaybetti, 63 vatandaşımız da yaralandı.
Ki bu bilgi sadece haberlerden derlenmiş bir bilgidir;
Çünkü TÜİK ya da Ulaştırma Bakanlığının verileri, kaza verilerini tek tek “belli yollara” göre derlemiyor, genel bilgi vermekle yetiniyor.
Allah lillah aşkına söyleyin;
Bu durum, kamu yönetimi açısından tam anlamıyla bir skandal, tartışmasız bir beceriksizlik değilse nedir?
Sonuç?
8 Yılda Bitmeyen toplam uzunluğu yalnızca 2 kilometre olan bir tünel!
Evet, kazı işi tamamlandı deniliyor. Ama elektrik sistemleri, havalandırma, yangın önlemleri hâlâ yapılmamış.
Her sene başka bir firma ihaleye giriyor, her yıl yeni bir “gerekçe” sunuluyor:
“Zemin kaymışmış…
Arazide bozulma olmuşmuş…
Maliyet öngörülememişmiş…”
Sormak istiyoruz:
– Bu zemin etüdünü kim yaptı?
– Proje planlarını kim onayladı?
– Sürekli değişen müteahhit firmalar hangi kıstasla seçildi?
– Her yeni ihale neden bir öncekinden katbekat pahalıya mal oluyor?
Kıymetli Dostlar;
Gerçek Şudur: Bu Artık Bir Tünel Projesi Değil, Rant Tüneli Projesidir!
Doğancı Tüneli artık İktidarın yandaş müteahhitleri için bir gelir kaynağıdır. Her yıl başka bir isim, başka bir tabela, başka bir ihale…
Ama ortada hâlâ bit tünel yok!
Buradan Açıkça Soruyoruz:
– Bu tünelin tamamlanamamasının hesabını kim verecek?
– 3,2 milyar lirayı aşan bu harcamanın kalem kalem dökümü nerede?
– Vatandaşın yıllarca beklediği bu proje neden bitirilemiyor?
Valla Bizim Sözümüz Çok Net:
Yol Yapanlardan Değil, Halkı Yolda Bırakanlardan Hesap Soracağız!
Doğancı Tüneli, bu iktidarın beceriksizliğinin somut örneğidir.
Dağ yöresinde yol yoksa; orada devlet yoktur, halk da kaderine terk edilmiştir!
Bakın;
KELES’in nüfusu 1980’de 22 bin 453’tü, 2024’e 11 bin 171’e indi. Yani %50 düştü.
HARMANCIK’ın nüfusu 1980’de 12 binlerdeydi, 2024 sayımındaki tespit 6 bin 204. Yani burada da %50 kayıp var!
BÜYÜKORHAN da benzer şekilde %50’den fazla nüfus kaybetmiş. 2024 sayımı sayısı;
ORHANELİ’de de durum çok farklı değil; 1980’lerdeki 30 bin küsürlük nüfus, 2024’te 19 bin 069’a düşmüş durumda. Burada da %40’a yakın bir azalma var.
Sonuç; göç, yaşlanan nüfus ve kırsal zayıflama, bu ilçelerdeki demografik durumu gerçekten çok değiştirmiş durumda.
Peki bu nüfus düşüşü neye mal oldu?
Özellikle 2000’lerden itibaren kamu hizmetlerinde ciddi eksilmelere yol açtı.
Mesela eğitimde;
Köy okulları sayıca yetersiz hale gelerek taşımalı sisteme geçişle birlikte kapandı veya birleştirildi.
Mesela sağlıkta;
Kırsal sabit sağlık ocakları kapatıldı, basit mobil sağlık birimleri yaygınlaştı, onlar da sağlıklı bir hizmet veremiyor!
Örneğin PTT ve Bankacılıkta;
Şube sayıları azaltıldı; pek çok köyde operasyonlar haftalık olarak sınırlandırıldı ya da merkez şubelere devredildi.
Örneğin Adli Hizmetlerde;
Adliye ve icra daireleri kapatıldı, işlemler Bursa’ya taşındı.
Şimdi biz bunları söylemeyelim mi?
Söyleyince siyaset mi yapmış oluyoruz!
Bilinsin ki;
İnadına söyleyecek, hizmet istemek siyasetse şayet, inadına hem de daha yüksek sesle yapmaya devam edeceğim!
Ben İYİ Parti’nin bir milletvekili olarak buradan bir kez daha söz veriyorum;
– Dağ yöresindeki bu yol sorununun,
– Bu altyapı eksikliğinin,
– Bu ihmalin ve bu israfın her daim takipçisi olacağım.
Bilinsin ki;
Bundan böyle de, her kürsüde, her komisyonda, her önergemde bu dağların sesi yankılanacak.
Çünkü biz bu toprakları seviyoruz. Çünkü biz kahraman yörükler diyarı bu yörenin, bu milletin özünden geliyoruz.
Ve unutmayın:
Dağlı olmak sadece bir coğrafyaya ait olmak değil, cesur, kararlı ve her çileye katlanan fedakar bir duruşun adıdır.
Saygılarımla…
İYİ Parti Bursa Milletvekili Selçuk TÜRKOĞLU: “8 Yıldır Bitmeyen Doğancı Tüneli, Yandaşa Açılan Rant Tüneline Dönüştü!”
“Orhaneli, Keles, Büyükorhan, Harmancık ilçelerimiz ve Osmangazi’ye bağlı dağ köylerimiz; sadece sıradan birer yerleşim yerleri değildir. Buralar, yani dağ yöremiz; bu milletin direncinin, çalışkanlığının ve vakarlı duruşunun yansımasıdır. Anadolu irfanının, Türk milletinin mayasının hâlâ yaşadığı, hâlâ direnç gösterdiği topraklardır buralar…
14 Haziran 2025 Cumartesi 20:50
