Türkiye Futbol Direktörü Fatih Terim, A Milli Takım’da yaşanan krizlerin sadece primle alakalı olmadığını söyledi.
Terim, A Milli Takım’ın 2018 FIFA Dünya Kupası Elemeleri I Grubu’nda Kosova karşısından 4-1’lik galibiyetle ayrıldığı maçın ardından basın toplantısı düzenledi. Önemli açıklamalarda bulunan Fatih Terim, 2016 yılında da bir takım şeyler yaşandığını, bunun sadece prim olmadığına dikkat çekti. "Biz kendi aramızda toplandık da Burak’a prim vermeyelim mi dedik" şeklinde konuşan Terim, yaşananların sadece primle alakalı olmadığını vurguladı.
Terim, EURO 2016 Fransa’nın öncesi ve sonrasında takımların başına gelebilecek her şeyin yaşandığını ifade ederek, "Bütün ülke, ’herkes bir hata yapar, herkes bir şans daha almalıdır’ dedi. Bir kadro açtırdım ve arkadaşlarımız burada oldu" ifadesini kullandı.
"Kadroyu açıkladıktan sonra kıyamet koptu"
2016 Avrupa Futbol Şampiyonası kadrosuna alınmayan futbolcular hakkında da konuşan Terim, “Muhakkak oyuncular çok önemlidir, büyük oyunculardır, hiç itirazım yok ama bir yerde de ilkeler, disiplin ve kendini bilmek çok önemlidir. Kadroyu açıkladıktan sonra kıyamet koptu. ’Herkesin alınmayış nedeni ayrı’ demiştim. Kimi neden o işlere müdahale etmedi diye, kimi formsuzluğundan. Bütün ülke ’herkes bir hata yapar, herkes bir şans daha almalıdır’ dedi. Ben de bir kadro açıkladım ve bu arkadaşlarımız burada oldu. O tarihten bu tarafa herhangi bir şey var mı? Sizlerle karşılaşılmadı mı? Karşılaşıldı. Hiçbir tepki var mı? Yok. Bu zaman zarfında oyuncularımız tarafından, Fransa’da Türk televizyon ve basın mensuplarına bilgi sızdırıldığı suçlamaları oldu. Hande’yi yalnız mı zannettiler. Hande Sümertaş, bu kızcağız uzun yıllardır hizmet ediyor. İçinizden biri çıkıp ’Hande bana bilgi verdi’ desin. Ekibimizde bilim adamı Prof. Bülent Bayraktar var. Onları size vereceğimizi mi zannettiniz? Onlar, oyuncularımızın senelerdir birçok işini hallediyor ancak diğer arkadaşlarımızın bir düşüncesi var. Benim yanımdaki insanların ne olursa olsun, bildiklerini aktarmayacaklarına eminler. Ahlakları gereği. Onlar da biliyor ki bildiklerinin en ufak kırıntısını açıklarlarsa çok iyi olmaz” açıklamasında bulundu.
"Gazetecileri uçağa ben aldım"
Eski milli futbolcu Arda Turan’ın gazeteci Bilal Meşe’ye saldırması ile ilgili konuşan Terim, “Onun için bundan şikayet ettiklerini de bana söylediler. Ben de kendilerine ’evladım, hepimizi tuzağa düşürdüler’ dedim. Biz de hata yapıyoruz. Biz de ekibimizde yanlış uygulamalar yapmış olabiliriz. Her şeyi doğru yaptım demiyorum. Muhakkak benim de yanlış gelecek davranışlarım olabilir. Ne oldu da karşılaştığın insanlarla bir şey olmazken birdenbire burada bir şey oldu. Yoksa evladımız yerine koyduğumuz bu sporcuların hayatı boyunca iyi olmasından başka ne düşünebiliriz ki. Olay, Bilal Meşe olayı değildir. Olay, gazetecilerin uçağa alınma meselesi de değildir. Gazetecileri uçağa ben aldım” diye konuştu.
"İçime sinmeyeni yaptım"
Avrupa Şampiyonası’nda kadroda olmayan oyuncuları geri çağırdığını belirterek, "İçime sinmeyeni yapmam ama bazen ben de içime sinmese de kendi çocuklarıma bir hak veriyorum. Milli takım, herkesin takımı. Gerekli cezalar alındı diye herkes affedilsin dedi. Ben de böyle yaptım ama bu notu da düşmek istedim. Gönlümün kırık olduğunu ifade etmeyeyim mi? İnsan sevdiği kişilerden beklemediği hareketler görür ise kırılır. Ben de bunu anlatmak istedim” ifadelerini kullandı.
"Yapılan yanlışlara kimin sahip çıktığına bakmak lazım"
Dünya Kupası arifesinde farklı konuların ele alındığının altını çizen Fatih Terim, "Kimin kimlerin avukatlığına soyunduğuna, yapılan yanlışlara kimlerin sahip çıktığına, kimlerin ne ile beslendiğine bakmak lazım. Siz bu izlerden hareketle neyin ne olduğunu bilecek kadar bu işin içindesiniz. Kötü insanlara ve durumlara karşı uyanık ve hazırlıklı olmak zorundayız. Hayat tecrübem bana bunu gösteriyor. Bu şaka değil. Kağıt üzerinde milli takımın iddiası var. Bir tane milli maç öncesi ve sonrası huzurlu bir kamp yaşatmadılar. Biz ne yaptık da bunu hak ettik" değerlendirmesini yaptı.
"Aynı uçakla geri gönderirdim"
Terim, Arda Turan’ın gazeteci Bilal Meşe’ye gerçekleştirdiği saldırıyı uçakta öğrenseydiniz ne yapardınız” sorusuna “Aynı uçakla geri gönderirdim” cevabını vererek, açıklamasını şu ifadelerle sürdürdü:
"Böyle bir şey olmuştur. Bunun karşılığı buradan ayrılmak. Bu yapılanın karşılığı kırmızı kart. Kırmızı kartı yedikten sonra sahada kalamazsın ama ’önümüzdeki günleri kurtarabiliriz’ dedim. Arkadaşlarıyla beraber mantıklı bularak bir yazı hazırlandı. ’Bilal Meşe ile sonradan bir araya getiririz, karşılıklı gönüller alınır’ dedik. O arada başkan arandığına göre herhalde bir şeyler söylendi. ’Tamam’ denildi. Arkadaşları da ona güç vermek için, onun yanında olduğunu ifade vermek için izin istediler. Ben de ’tamam girin’ dedim. O da son anda vazgeçmiş. Benim düşüncem, o spontane gelişmiş bir şey değil. Öyle bir karar aldığını açıkladı. Eğer, bunu kabul etmemiş olsaydı, milli eşofmanla yaptırmazdık. Basın toplantısını yapmasını biz istedik ama o bunu tercih etti. Olabilir. Keşke olmasaydı ama herkesin de düşüncelerine ne diyorsa, ben de yaptıklarımın bedelini ödüyorum. Biz onu orada çözebilirdik. İçinde ne vardı. Kimler yazdı, kim yardım etti o bizde."
"Primleri ben yazmadım"
Milli takımda futbolculara verilen primleri kendisinin belirlemediğini aktaran Terim, “Primleri ben yazmadım. Hesaplamalar yapılırken, arkadaşlarımız yüzdelere vurarak kasıt unsuru olmaksızın koymuşlardır. Ne olursa olsun, bir kasıt yoktur. Prim listesinin çıkması bir ayıptır. Bununla yetinmeyip, sanki daha önce çıkmamış gibi benim kontratımın Türkiye Futbol Federasyonu tarafından dikkatle saklanması gereken bir evrak olması gerekirken, yapılanları gördünüz. Bu bir ayıptır" ifadelerini kullandı.
Terim, A Milli Takım’ın 2018 FIFA Dünya Kupası Elemeleri I Grubu’nda Kosova karşısından 4-1’lik galibiyetle ayrıldığı maçın ardından basın toplantısı düzenledi. Önemli açıklamalarda bulunan Fatih Terim, 2016 yılında da bir takım şeyler yaşandığını, bunun sadece prim olmadığına dikkat çekti. "Biz kendi aramızda toplandık da Burak’a prim vermeyelim mi dedik" şeklinde konuşan Terim, yaşananların sadece primle alakalı olmadığını vurguladı.
Terim, EURO 2016 Fransa’nın öncesi ve sonrasında takımların başına gelebilecek her şeyin yaşandığını ifade ederek, "Bütün ülke, ’herkes bir hata yapar, herkes bir şans daha almalıdır’ dedi. Bir kadro açtırdım ve arkadaşlarımız burada oldu" ifadesini kullandı.
"Kadroyu açıkladıktan sonra kıyamet koptu"
2016 Avrupa Futbol Şampiyonası kadrosuna alınmayan futbolcular hakkında da konuşan Terim, “Muhakkak oyuncular çok önemlidir, büyük oyunculardır, hiç itirazım yok ama bir yerde de ilkeler, disiplin ve kendini bilmek çok önemlidir. Kadroyu açıkladıktan sonra kıyamet koptu. ’Herkesin alınmayış nedeni ayrı’ demiştim. Kimi neden o işlere müdahale etmedi diye, kimi formsuzluğundan. Bütün ülke ’herkes bir hata yapar, herkes bir şans daha almalıdır’ dedi. Ben de bir kadro açıkladım ve bu arkadaşlarımız burada oldu. O tarihten bu tarafa herhangi bir şey var mı? Sizlerle karşılaşılmadı mı? Karşılaşıldı. Hiçbir tepki var mı? Yok. Bu zaman zarfında oyuncularımız tarafından, Fransa’da Türk televizyon ve basın mensuplarına bilgi sızdırıldığı suçlamaları oldu. Hande’yi yalnız mı zannettiler. Hande Sümertaş, bu kızcağız uzun yıllardır hizmet ediyor. İçinizden biri çıkıp ’Hande bana bilgi verdi’ desin. Ekibimizde bilim adamı Prof. Bülent Bayraktar var. Onları size vereceğimizi mi zannettiniz? Onlar, oyuncularımızın senelerdir birçok işini hallediyor ancak diğer arkadaşlarımızın bir düşüncesi var. Benim yanımdaki insanların ne olursa olsun, bildiklerini aktarmayacaklarına eminler. Ahlakları gereği. Onlar da biliyor ki bildiklerinin en ufak kırıntısını açıklarlarsa çok iyi olmaz” açıklamasında bulundu.
"Gazetecileri uçağa ben aldım"
Eski milli futbolcu Arda Turan’ın gazeteci Bilal Meşe’ye saldırması ile ilgili konuşan Terim, “Onun için bundan şikayet ettiklerini de bana söylediler. Ben de kendilerine ’evladım, hepimizi tuzağa düşürdüler’ dedim. Biz de hata yapıyoruz. Biz de ekibimizde yanlış uygulamalar yapmış olabiliriz. Her şeyi doğru yaptım demiyorum. Muhakkak benim de yanlış gelecek davranışlarım olabilir. Ne oldu da karşılaştığın insanlarla bir şey olmazken birdenbire burada bir şey oldu. Yoksa evladımız yerine koyduğumuz bu sporcuların hayatı boyunca iyi olmasından başka ne düşünebiliriz ki. Olay, Bilal Meşe olayı değildir. Olay, gazetecilerin uçağa alınma meselesi de değildir. Gazetecileri uçağa ben aldım” diye konuştu.
"İçime sinmeyeni yaptım"
Avrupa Şampiyonası’nda kadroda olmayan oyuncuları geri çağırdığını belirterek, "İçime sinmeyeni yapmam ama bazen ben de içime sinmese de kendi çocuklarıma bir hak veriyorum. Milli takım, herkesin takımı. Gerekli cezalar alındı diye herkes affedilsin dedi. Ben de böyle yaptım ama bu notu da düşmek istedim. Gönlümün kırık olduğunu ifade etmeyeyim mi? İnsan sevdiği kişilerden beklemediği hareketler görür ise kırılır. Ben de bunu anlatmak istedim” ifadelerini kullandı.
"Yapılan yanlışlara kimin sahip çıktığına bakmak lazım"
Dünya Kupası arifesinde farklı konuların ele alındığının altını çizen Fatih Terim, "Kimin kimlerin avukatlığına soyunduğuna, yapılan yanlışlara kimlerin sahip çıktığına, kimlerin ne ile beslendiğine bakmak lazım. Siz bu izlerden hareketle neyin ne olduğunu bilecek kadar bu işin içindesiniz. Kötü insanlara ve durumlara karşı uyanık ve hazırlıklı olmak zorundayız. Hayat tecrübem bana bunu gösteriyor. Bu şaka değil. Kağıt üzerinde milli takımın iddiası var. Bir tane milli maç öncesi ve sonrası huzurlu bir kamp yaşatmadılar. Biz ne yaptık da bunu hak ettik" değerlendirmesini yaptı.
"Aynı uçakla geri gönderirdim"
Terim, Arda Turan’ın gazeteci Bilal Meşe’ye gerçekleştirdiği saldırıyı uçakta öğrenseydiniz ne yapardınız” sorusuna “Aynı uçakla geri gönderirdim” cevabını vererek, açıklamasını şu ifadelerle sürdürdü:
"Böyle bir şey olmuştur. Bunun karşılığı buradan ayrılmak. Bu yapılanın karşılığı kırmızı kart. Kırmızı kartı yedikten sonra sahada kalamazsın ama ’önümüzdeki günleri kurtarabiliriz’ dedim. Arkadaşlarıyla beraber mantıklı bularak bir yazı hazırlandı. ’Bilal Meşe ile sonradan bir araya getiririz, karşılıklı gönüller alınır’ dedik. O arada başkan arandığına göre herhalde bir şeyler söylendi. ’Tamam’ denildi. Arkadaşları da ona güç vermek için, onun yanında olduğunu ifade vermek için izin istediler. Ben de ’tamam girin’ dedim. O da son anda vazgeçmiş. Benim düşüncem, o spontane gelişmiş bir şey değil. Öyle bir karar aldığını açıkladı. Eğer, bunu kabul etmemiş olsaydı, milli eşofmanla yaptırmazdık. Basın toplantısını yapmasını biz istedik ama o bunu tercih etti. Olabilir. Keşke olmasaydı ama herkesin de düşüncelerine ne diyorsa, ben de yaptıklarımın bedelini ödüyorum. Biz onu orada çözebilirdik. İçinde ne vardı. Kimler yazdı, kim yardım etti o bizde."
"Primleri ben yazmadım"
Milli takımda futbolculara verilen primleri kendisinin belirlemediğini aktaran Terim, “Primleri ben yazmadım. Hesaplamalar yapılırken, arkadaşlarımız yüzdelere vurarak kasıt unsuru olmaksızın koymuşlardır. Ne olursa olsun, bir kasıt yoktur. Prim listesinin çıkması bir ayıptır. Bununla yetinmeyip, sanki daha önce çıkmamış gibi benim kontratımın Türkiye Futbol Federasyonu tarafından dikkatle saklanması gereken bir evrak olması gerekirken, yapılanları gördünüz. Bu bir ayıptır" ifadelerini kullandı.