BÜYÜKŞEHİR BELEDİYELERİNE KARŞI YAPILAN KAYYUM ATAMALARI İLGİLİ BASIN AÇIKLAMASI

Değerli Türk Milleti,

Önceki güne Van, Diyarbakır ve Mardin Büyükşehir Belediyelerine karşı yapılan kayyum atamaları ile uyandık. Kayyum atama nedeni terör örgütleri ile iltisak ve irtibat, terör örgütlerine destek gibi konulardan dolayı yapılmıştır. Bu tür eylemlere karışan belediye başkanları Anayasa'nın 127’nci maddesi ve 5393 sayılı Belediye Kanunu’nun 47‘nci maddesine istinaden görevden uzaklaştırılmış, yerlerine Belediye Kanunu’nun 45’nci maddesi uyarınca belediye başkan vekilleri görevlendirilmiştir.

Şimdi burada atlanılmaması gereken en önemli konu terör örgütleri ile iltisak ve irtibattır. Bu amaçla görevden alınan belediye başkanlarına söyleyecek çok bir şey olmasa gerekir.
Bizim gelmiş olduğumuz siyasi ekol ve şu an altında siyaset yaptığımız çatı teröre, teröriste ve terör sevicilere hoş bakmayan, lanetleyen ve son nefesine kadar da devletin varlığı, birliği için bu odaklarla mücadele edecek bir yapıdır. Bu minvalde kamuoyuna sunulan nedenlerle görevden el çektirilenlere üzülecek değiliz. Çünkü biz adı ne olursa olsun her türlü teröre ve teröriste karşıyız.

Yalnız bir konunun da altını çizmekte fayda görüyoruz. Örneğin; görevden el çektirilen Ahmet TÜRK madem suçluydu bu adamı hapishaneden kim çıkardı veya çıkması için kim telkinde bulundu.
Madem bu kadar zararlıydı bu adamlar niye aday olmalarına göz yumuldu.
Bize sorarsanız bu kişiler yıllardan beri aynı düşünce ve eksende hareket etmektedirler. Amaçları da bellidir. Yapmak istedikleri de…
Hal böyleyken suçlu aramak yerine bu suçu işlemelerine zemin hazırlayanları da anmak gerekir.
Habur’da teröristleri karşılatan, Demirtaş’a CNN’de saz çaldırıp türkü söyleten, PYD’lilere lahmacun ısmarlayan, Barzani’nin kafasına konfeti atıp, onu temizleyen, Türklük'ü ayaklar altına alıp, dağlardan "Ne mutlu Türküm Diyene!" sözünü sildiren, belediyelerde TC’yi, okullarda andımızı kaldıran, Dolmabahçe rezaletine imza atıp, Şivan Perver'le meğri meğri diye ağlayanlar aslında bugünün zeminini hazırlayanlardır.
Sizden önce HDP ve onun geçmiş versiyonları da mecliste değildi.

Ne yani, şimdi biz salt olarak sadece bu görevden alınan insanları mı eleştireceğiz veya oh olmuş diyeceğiz. Biz sadece onlara bunu demeyeceğiz, buna sebep olduğunuz için de size "yuh olsun" diyeceğiz. İstanbul Seçimleri öncesinde TRT ekranlarındaki Osman ÖCALAN rezaletini ve küçük ortağınızla birlikte önemsediğiniz bebek katili APO’nun mektubu konusunu da unutmadık.
 Bu duygu ve düşüncelerle demokrasi, seçim veya milli irade sözlerine girmeden önce bu memlekete ihanet içinde olan herkese yapılması gereken neyse o kanunlar çerçevesinde yapılmalı bir suç varsa da sebepleri ve sonuçlarıyla beraber cezalandırılmalıdır.

Terör odaklı bir nedenle devlet tarafından yapılan bir eylemi sonuna kadar desteklediğimizi belirterek, aynı uygulamaları belediyelerin içini boşaltarak ekonomik terör yapan belediyelerinde yandaş olup olmadığına bakılmaksızın sorumlularının aynı akıbete uğramasını istiyoruz. Unutulmamalıdır ki; demokrasiler devlet mekanizmasını korumak, yüceltmek için bir araçtır.

Devletin temel dinamiklerini sarsmak, devletin bölünmesine yol açacak, kuruluş felsefesinin köküne dinamit koyacak bir amaç değildir. Hedefi, demokratik yollarla devleti yıkmak olan ihanet şebekelerine hatırlatmak isteriz ki kanla irfanla kurulan bu devleti yıkmak için aynı bedelleri ödemeyi göze almak gerekir. Rahmetli Muhsin Yazıcıoğlu’nun dediği gibi “Kan dökmeyi seven bir millet değiliz ama söz konusu vatanımız olursa dünyanın şah damarını keseriz.” Umarım kayyum konusundaki düşüncelerimiz iyi anlaşılmıştır.

Bizler ne turuncu devrimciyiz ne de ülkeyi karanlığa sürükleyecek demokrasi havarileriyiz. O yüzden devletimizin varlığı birliği söz konusuysa kim olduğuna bakmadan kime yapıldığına bakmadan devletimizin yanında olur verdiği karara saygı duyarız. Sözlerime son verirken de hukuk dairesinden çıkmadan yapılan devlet yararına her türlü eylemi de destekliyoruz.